20,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
10 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Sosyoloji toplumbilim ülkemizde neden cok önemsenmemistir Oysa sosyoloji, tüm sosyal bilim disiplinlerinin kaynagi ve cikis noktasidir. Belki milli sosyoloji olamayacagini anlayan milli egitimciler evrensel ölcüler ve araclara sahip nesnel bir disiplinin genclere ögretilmesinin sakincali oldugunu düsünmüslerdir. Tabii böylesi bir bilim dalinin üretecegi bilginin de milli birlik ve beraberlik adina sakincali olacagini varsaymis olabilirler. Nitekim tarihi millilestirenler, onu oldugu gibi degil, kendilerince olmasi gerektigi gibi yazarak bu toplumun Anadolu topraklari üzerindeki serüvenini…mehr

Produktbeschreibung
Sosyoloji toplumbilim ülkemizde neden cok önemsenmemistir Oysa sosyoloji, tüm sosyal bilim disiplinlerinin kaynagi ve cikis noktasidir. Belki milli sosyoloji olamayacagini anlayan milli egitimciler evrensel ölcüler ve araclara sahip nesnel bir disiplinin genclere ögretilmesinin sakincali oldugunu düsünmüslerdir. Tabii böylesi bir bilim dalinin üretecegi bilginin de milli birlik ve beraberlik adina sakincali olacagini varsaymis olabilirler. Nitekim tarihi millilestirenler, onu oldugu gibi degil, kendilerince olmasi gerektigi gibi yazarak bu toplumun Anadolu topraklari üzerindeki serüvenini soyut bir milli öyküye dönüstürmüsler ve gerceklerden uzaklastirmislardir. Toplum, ögrendigi ögretilen tarihle sadece gecmis gerceklerinden degil, birlikte yasadigi diger yurttas halklardan da duygusal ve düsünsel olarak uzaklasmistir. Milli tarih, bizi bilimsel bakis acisindan, tarihsel süreklilikten ve kendimizi oldugu gibi tanimaktan mahrum birakmistir. Ice kapatmis, baska toplumlari ve dünyadaki gelismeleri anlamamizi zorlastirmistir. Ya sosyoloji Sosyolojinin araclari ve temel öncülleri millilestirilemeyecek kadar evrenseldir. Bu ölcü ve araclarla incelenecek toplumun, kurucu ideolojiyi olusturan biz, bize benzeriz; biz, sinifsiz, imtiyazsiz kaynasmis bir kitleyiz veya milletimiz, Asyadan gelen etnik ve dinsel olarak homojen bir zümredir; ordu-millet özellikleri arz eder önermelerine uymadigi kolayca anlasilabilir. Bu nedenle sosyoloji egitimi ve bilimsel sosyal arastirmalar ülkemizde hic muteber olmamis, tesvik edilmemistir. Ancak son yillarda rejimin kapali kapisi aralanip iceri gercegin isigi sizmaya baslayinca, kendimizi tanimak ve dünyadaki yerimizi anlamak cabalari yogunlasmistir. Bunun bir ihtiyac oldugu cok acik ama soru sormak ve önyargisiz yanitlar aramak, özgür insanlarin ve toplumlarin harcidir. Insanlar, birey yani kendi baslarina karar verip o kararlar dogrultusunda davranmak imkanina sahip olmadiktan, sadece otoritelere veya siki dokunmus baglayici topluluklara tabi olmaktan öteye gecemedikleri sürece toplum hakkinda nesnel arastirmalar yapilamaz. Dolayisiyla toplumbilim de gelisemez. Biz yari yolda bir yerdeyiz. Yeni yeni sosyal bilimle ideolojiyi ayirt ediyoruz. Tarihimize ve toplumumuza iliskin nesnel arastirmalar daha yeni uc veriyor. Yeni bilimsel arastirmalar ve bulgular sayesinde, tarih ve toplumsal gercekler konusunda bize ezberletilen efsanelerden arinacagiz. Normallesme kendini tanima ve birlikte yasayip olmadiklarina inandirildigimiz toplumsal kümelerle tanisma bu sayede mümkün olacak. Bir bilim toplumu olmanin ve demokratiklesmenin de sartlaridir bunlar. Elinizdeki calisma bu amac dogrultusunda atilmis mütevazi bir adimdir.