15,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
payback
8 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Türkiye-Rusya iliskileri tarihte cogu zaman rekabet üzerine kurulmustur. Bu sürec 2000-2015 yillari arasinda ekonomik temelli olarak isbirligine dönüsmüstür. 2015 yilindaki ucak krizi iki ülkeyi yeniden rekabet temelli bir sürece itmisse de ABDnin politikalari Türkiye-Rusya arasinda tüm sorunlarin bir kenara birakilarak kazan-kazan üzerine kurulu bir isbirligine girmelerine neden olmustur. Türkiye ile Rusyanin her konuda anlasabildigini söyleyemeyiz. Fakat özellikle iki ülkeye karsi ABD ve ABden gelen saldirilara karsi sirt sirta verdiklerini görüyoruz. Rusyanin Suriyede Iran ve Esed ile olan…mehr

Produktbeschreibung
Türkiye-Rusya iliskileri tarihte cogu zaman rekabet üzerine kurulmustur. Bu sürec 2000-2015 yillari arasinda ekonomik temelli olarak isbirligine dönüsmüstür. 2015 yilindaki ucak krizi iki ülkeyi yeniden rekabet temelli bir sürece itmisse de ABDnin politikalari Türkiye-Rusya arasinda tüm sorunlarin bir kenara birakilarak kazan-kazan üzerine kurulu bir isbirligine girmelerine neden olmustur. Türkiye ile Rusyanin her konuda anlasabildigini söyleyemeyiz. Fakat özellikle iki ülkeye karsi ABD ve ABden gelen saldirilara karsi sirt sirta verdiklerini görüyoruz. Rusyanin Suriyede Iran ve Esed ile olan yakinligi ABD ve AB acisindan hedefte olmasini güclendirmektedir. Bu nedenle Suriyede Türkiye-Rusya isbirligi iki ülkeye de mesruiyet kazandirmaktadir. Bu sayede Rusya, Türkiye üzerinden Iran-Esed baskisini azaltirken, Türkiye de Rusya üzerinden sagladigi asker destekle Suriyede rahat hareket edebilmektedir. Iki ülkeye karsi ABDnin sert politikasinin su ana kadar basarisiz oldugunu söyleyebiliriz. Bu eserde 2016-2017 yillari arasinda Rusya-Türkiye temelli gelisen iliskiler üzerine yapilan analizler toplu bicimde yayinlanmaktadir. Astana ve Soci süreclerinde neler konusuldugu ve iki ülkenin Avrasya vizyonu genel olarak ele alinmistir. Rusya-Türkiye arasinda Suriyede gelisen ekonomi disinda asker-teknolojik isbirligi NATO üyesi Türkiye acisindan oldugu kadar diger üyeler acisindan da yeni bir dönemi isaret etmektedir. Bu haliyle NATO müttefiklerinden yeterli destegi alamayan Türkiyenin Rusya ile isbirligi halinde bölgesinde kendi güvenligi basta olmak üzere istikrar saglama konusunda caba gösterdigini söylemeliyiz. ABDnin Türkiyeye karsi sert politikalari devam ettigi sürece bu isbirligi daha da gelisecek gibi duruyor. NATOnun bu isbirligine dair endiselerini de dikkate aldigimizda gelecekte Avrasyada yeni bir güvenlik temelli blogun kurulmasi da mümkün olabilir. Bu sürec; bir taraftan NATO-ABD, diger taraftan da Türkiyenin inisiyatifindedir.