10,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Suriyede 2011 yilindan itibaren baslayan ic karisikliklar ve catismalar, Türkiyeyi tarihinde görülmedik bir göc olgusuyla karsi karsiya birakti. Kitlesel göcler, Türkiyede sosyal, siyasal, ekonomik, demografik ve kültürel alanda bircok degisiklige yol acarken, yerli halkla mülteciler arasinda farkli boyutlarda iliskilerin gelismesine de neden olmaktadir. Bu kitap, göcle birlikte gelisen yerinden edilme ve yeniden yerlesme süreclerindeki ic ice gecisler ve catismalarin yasandigi iki temel konuya odaklanmaktadir. Bunlarin ilki akrabalik asabiyeti, ikincisi ise cok esli evliliklerdir. Suriyedeki…mehr

Produktbeschreibung
Suriyede 2011 yilindan itibaren baslayan ic karisikliklar ve catismalar, Türkiyeyi tarihinde görülmedik bir göc olgusuyla karsi karsiya birakti. Kitlesel göcler, Türkiyede sosyal, siyasal, ekonomik, demografik ve kültürel alanda bircok degisiklige yol acarken, yerli halkla mülteciler arasinda farkli boyutlarda iliskilerin gelismesine de neden olmaktadir. Bu kitap, göcle birlikte gelisen yerinden edilme ve yeniden yerlesme süreclerindeki ic ice gecisler ve catismalarin yasandigi iki temel konuya odaklanmaktadir. Bunlarin ilki akrabalik asabiyeti, ikincisi ise cok esli evliliklerdir. Suriyedeki ic savasin etkisiyle Türkiyeye iltica etmis topluluklarin yerlestigi mekanlarda kendi asiretinden olan kimselerle yasadigi dayanisma deneyimleri ve bu deneyimin arka planindaki kan ve soy baginin etkisi, calismanin temel bir sacayagini olusturmaktadir. Calismada asiretsel kimlik ve grup baglarinin yapisini tespit etmek icin Ibn Haldunun asabiyet kavrami analitik bir arac olarak kullanilmistir. Bu baglamda sinirin her iki tarafindaki ayni asiret ve aile bagina sahip gruplarin göc sürecinde bu baglari ne derece dikkate aldigi, göcmenler ve yerlilerin dayanisma iliskisinde umut, memnuniyet ve hayal kirikliklarinin nasil gelistigi, göcün zorluklarinin asabiyet baglarini hangi yönde degistirdigi calisma icerisinde cevabi verilen sorulardir. Calismanin ikinci sacayagini, yerli erkeklerle Suriyeli mülteci kadinlar arasinda yasak olmasina ragmen gerceklesen cok esli evlilikler olusturmaktadir. Tarihsel olarak kültürümüzde bulunan ancak zayifladigi düsünülen söz konusu gelenegin Suriyeli mültecilerin gelisiyle birlikte artip artmadigi, mülteci kadinlarla nicin cok esli evlilikler yapildigi, savas ve göc kosullarinin hangi etkilerinin bu evliliklerde öne ciktigi, yerli erkeklerin firsatcilik yapip yapmadigi, mülteci kadinlarin cok esli evlilige yönelis nedenleri, kadinlarin hangi mekanizmalarla istismar edildigi, dislama ve istismar mekanizmalarinin nasil isledigi, yerli ve mülteci kadinlarin ve bunlarin cocuklarinin ne tür problemler yasadigi calisma icerisinde aciklanan temalardir. Dolayisiyla elinizdeki calisma, göc sürecinde gelisen sosyal aglarin bir boyutunu olusturan akrabalik ve evlilik konularini ele almaktadir. Asiret merkezli asabiyet baglarini ve cok esli evlilikleri göcmen aglari ve itme cekme teorileri baglaminda sosyolojik bir analize tabi tutan calisma, Sanliurfa örneginde Türkiyeye siginan Suriyeli Arap, Kürt ve Türkmen topluluklarin bakis acisindan birinci elden verileri okuyucuya sunan bir saha arastirmasidir.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.