Simdi geri dönemeyecegi bir baska kapinin daha kolunu cevirmek üzereydi. Daha önce hic yasamadigi zevklerden zevk aldigini fark ettigi o dehsete düsüren an. Icindeki gercek isteklere, kactigi, sakladigi, saklandigi, görmezden geldigi arzulara teslim olma ani. Ürküten, irkilten, tiksindiren o sehvetin kendinde de oldugu gercegine yenilme ani... Mehmet Bilal bu kitaptaki öyküleriyle cevrilen kapi kollarini, kapilarin arkasinda karsilasilan tutkulari, kapanmamis hesaplari, tedirginlik duyarak takip edilen yollari, erkeklere arzu duyan erkekleri, cinsiyet kimliklerinin disina cikan bedenleri anlatiyor okura. Bedenlerimizde, kalplerimizde, zihinlerimizde yer alan arka sokaklarin dilini aciga cikartip, bazen sert, bazen tekinsiz, bazen bir gülümsemeyle o sokaklarda ilerlememizi istiyor. Ciplak ve icten, sert ve kopkoyu bir dille... Üvey olmayi hayatin her alani icin tanimliyor bu öykülerinde Mehmet Bilal. Üvey asklardan, üvey ailelerden, üvey arkadaslardan, üvey sevismelerden, üvey sokaklardan, üvey mezarliklardan bahsediyor yazdiklarinda. Ve bedenlerimizin tekinsiz koridorlarinda gezinirken, üvey hisseden herkesin, üveylestirmek icin yeni birilerini bulma cabasiyla da yüzlestiriyor bizi. Ayse Akaltun
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.