18,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Ironi hayatta kalmanin tek yoludur. Sicilyanin 19.-20. yüzyil Italyan yazinina sagladigi katki, diger bölgelerin her birininkine kiyasla nicel üstünlüge sahip oldugu gibi, nitelik bakimindan da önde gelenlerdendir. Unvansiz Maktulun yazari Andrea Camilleri de, Verga ve Pirandello ile baslayan uzun bir yazarlar dizisinin günümüzdeki son temsilcisi, ülkesinin su siralar dünyada en cok okunan ve cesitli dillere en cok cevrilen yazaridir. Pek özgün, pek renkli, cokyönlü sahne ve perde adami kisiligiyle göz kamastirir Camilleri Roma Deneysel Sinema Merkezinde ögretim verdikten baska, kirk yili…mehr

Produktbeschreibung
Ironi hayatta kalmanin tek yoludur. Sicilyanin 19.-20. yüzyil Italyan yazinina sagladigi katki, diger bölgelerin her birininkine kiyasla nicel üstünlüge sahip oldugu gibi, nitelik bakimindan da önde gelenlerdendir. Unvansiz Maktulun yazari Andrea Camilleri de, Verga ve Pirandello ile baslayan uzun bir yazarlar dizisinin günümüzdeki son temsilcisi, ülkesinin su siralar dünyada en cok okunan ve cesitli dillere en cok cevrilen yazaridir. Pek özgün, pek renkli, cokyönlü sahne ve perde adami kisiligiyle göz kamastirir Camilleri Roma Deneysel Sinema Merkezinde ögretim verdikten baska, kirk yili askin süreyle senaryo yazarligi, tiyatro ve televizyon yönetmenligi, hatta aktörlük yapmistir; 1978de baslayan olaganüstü verimli yazarlik etkinliginin yüzüncü ürününü 2016da yayimlamistir. Günümüzde 92 yasinda, Romadaki evinde hala üretmeyi sürdürmektedir Gözleri artik görmedigi icin yapitlarini dikte ederek, hem ancak Sicilya lehcesini, üstelik onun Vigata agzini bilen birisine. Camillerinin anlatim tekniginde sürükleyicilik ögesi önde gelir Suya atilan bir tas gibi, ilkin esrarli bir olaya, genellikle bir cinayete odaklanir; oradan yola cikar, sonra onu bir gerilim öyküsü biciminde, suda halkalar gibi genisletir, genisletir, adli vaka giderek zenginlesir, bir toplumsal olgu biciminde gelisir; yazar kalemini bir sinema kamerasi gibi cevresinde gezdirir, Sicilyanin -özellikle de o belli kesiminin kendine özgü, birbirinden renkli kisilerini gündelik gerceklikleri, yigitlikleri ve sefaletleri, inanislari ve inancsizliklari, gizli kapakli cikar iliskileri ve hesaplari icinde yakalayip büyük bir canlilikla resmeder, konusmalar yoluyla okura neredeyse seslerini duyurur, kafa yapilarini, zihinsel kaliplarini ele verir. Anlati ilerledikce, gözlerimizin önünde Sicilya toplumunun belli bir zaman kesiti icindeki mozayigi bicimlenir olanca özgünlügüyle. Giderek yavas yavas Sicilyanin insancil gercegi ortaya cikar, o gercegi dünüyle ve bugünüyle, tarihsel ve kültürel nedenleriyle kavramaya baslariz, Sicilya gezegeninde islerin neden baska türlü degil de iste öyle oldugunu, neden baska türlü olamayacagini anlariz. Camilleri bunu hicbir ögretici yanal aciklamaya gerek birakmadan, kisacik konusmalarla, sanki kaleminin ucuna takilivermis, kestirmeden betimlemelerle, hatta deginmelerle yapar, olaylarin bir giriftlesip bir cözülen yumagini aci bir alaycilikla izletirken okurunu bol bol eglendirerek, Sicilyanin tasrasinin ve kisilerinin aglanacak hallerine güldürerek. Sicilya insani icin der Camilleri, ironi hayatta kalmanin tek yoludur. Öykü Fasizmin yirmi yili olarak bilinen döneme yayilmistir; 1921de I. Dünya Savasi sonrasinin kargasa ve yoksullugunda, gücsüz siyasal partileriyle toparlanmaya cabalayan Italyada paramiliter mangalarinin uyguladiklari parlamento disi siddet eylemleri sayesinde yükselen Mussolini fasizminin giderek bir siyasal parti kimligi edinmesinden ve caresiz kalan kralin rizasiyla iktidari ele gecirmesinden, II. Dünya Savasi sirasinda 1942de Sicilyaya Müttefik cikarmasina degin gecen döneme. Camilleri o tarihsel olaylarin fonunda iki gercek somut olayi resm yazisma belgelerini, sorgu tutanaklarini, gazete haberlerini kullanarak, düsgücünün destegiyle ve aci bir alaycilikla izler Biri, kent merkezinde anacaddenin yani basinda, karanlik, izbe bir sokakta kurulan bir pusunun ölümle sonuclanisi, cinayetin kovusturulusu ve davasinin mahkemede görülüsü; öbürü, iktidari yeni ele gecirmis, Ducelesmekte olan Mussolininin gönülsüzce ciktigi Sicilya seferi sirasinda, kendi adini tasiyan orman-kent Mussolinianin temellerini atisi. Tabii ki toplumsal dinamigin özgünlügü sonucunda, iki olay da ancak Sicilyada olabilecegi bicimde gelisir ve tabii ki hicbir sey göründügü gibi degildir.