Türkiyenin nükleer enerji sevdasi yeni degil. Ülkemizde, bundan 40 yil önce de nükleer enerji üretimi icin temel gereksinim olan uranyum madenciligi yapildi. Nükleer yakit hammaddesi olan Yellow Cake - Sari Pasta üretildi. MTA tarafindan tespit edilen bircok noktada uranyum rezervinin belirlenmesine dönük sondajlar gerceklestirildi. Elinizdeki kitap Türkiyedeki nükleer enerji sevdasinin hemen hic bilinmeyen bir yönünü irdeliyor. Yaklasik 40 yil önce, Ege Bölgesinin iki farkli yerinde gerceklestirilen uranyum madenciligi ve sondajlarini ele aliyor. Uranyum madenciligi sonrasi hicbir önlem alinmadan terk edilen bu yerlerdeki cevre ve saglik sorunlarina egiliyor. Adlari kanser köye cikan bu yerlerdeki yogun kanser oranlarinin uranyum madenciliginden mi kaynaklandigi sorularini ortaya atiyor. Kitapta anlatilanlar hem yetkili makamda oturanlarin hem de tüm yurttaslarin ister istemez su soruyu düsünmesine yol aciyor; Üc hatta bes nükleer santral kurma, nükleer silaha sahip olma sevdasindaki bir ülke daha 40 yil önceki uranyum madenciliginin yol actigi sorunlarla bas edemezken, yapilacak nükleer santralleri nasil isletecek Özer Akdemir, Egede yapilan uranyum madenciliginin unutturulan gerceklerine isik tutuyor. Görmezden gelinen bilimsel gercekler, adlari kanserle yan yana anilan güzelim Ege Köyleri... Kitapta, 40 yil önce hoyratca kirletilip hicbir önlem alinmadan terk edilen doganin bu umarsizliga karsi acimasiz tepkisi anlatiliyor. Devlet kurumlarinin hicbir sorumluluk kabul etmedigi bir konuda, topragi, suyu, havasi kirletilmis, türlü hastaliklarla bogusmak zorunda olan Kisir ve Kasar Köylülerinin hüzünlü öyküsü icinizi acitacak Egede Terkedilmis Uranyum Madenleri
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.