Nereye dönse, ne yapsa vazgecemedigi ve birakamadigi seylerin toplamidir insan. Onlarin icimizde birikmesidir varligimizin esasini olusturan. Kristaller halinde icimizde cökelmesi, yer etmesidir. En bastan bizi orada bekleyen, verili bir kimlikle, fitratimiza kayitli bir özle baslamayiz hayata. ... yüce bir gayretle adeta yoktan var ederek adim adim insa ederiz kendimizi. Yasadigimiz bütün ayriliklarin, kayiplarin ve hüsranlarin yasini tutarak, onlardan ve bozulan her iliskiden, sevdiklerimizi inciten ve acitan her seyden kendimizi de sorumlu sayarak insan oluruz. Hic terk etmeden. Her kayipta, kaybettigimiz kisi ya da seyle özdesleserek. Onlarin gölgesini üstümüze düsüre düsüre kurariz benligimizi. Varligimizin en icinde, her birimizi vefasizliktan ve kadir-kiymet bilmezlikten esirgeyen güclü bir cekirdegi muhafaza ederek. ... Tesekkür etmeyi ve minnet duymayi ta basta ögreniriz. Travmalarin üst üste geldigi, yogun ve kötü duygularla hemhal oldugumuz zamanlardayiz. Yas tutuyor veya daha kötüsü tutamiyor, hüzne boguluyor, caresizlik hissediyor, karsilastigimiz sevgisizlik ve nefret karsisinda dehsete düsüyoruz. Duygular, geldigi gibi yasanir elbette. Ama onlarla nasil yasayacagimiz üzerine düsünmemiz gereken bir mesele. Erdogan Özmen, duygularla aklin, duygularla politikanin iki alakasiz küre olmadigini gösteriyor bu kitabinda da. Basta yas ve melankoli olmak üzere, duygu durumlarimiz üzerine düsünüyor. Gayet yalin, kötülük ve iyilik üzerine düsünüyor aslinda. Yüzlestigi hüzne katilan bir üslupla, ama hem de tutkuyla, yasam sevgisiyle yazilmis denemeler.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.