Gündelik yasayip, gündelik yol almanin ayni zamanda yasamimizi ele gecirme tehlikesi gösterdigine iliskin yaygin bir rahatsizlik duygusu tasidigimiz bu günlerde karinca kararinca demeden, yoruldum demeden; azi cok edip ise koyuldum ve bu eseri meydana getirdim. Icimdeki vicdan duygusu hic durmuyor ve böyle bir kitap yazmami söylüyordu. Sonunda galip gelen vicdan duygum oldu. Ne de olsa vicdanli olmaktan yorulmuyor insan Oldum olasi adli organlari ceza yerine, adalet merkezliligi hayata gecirmede yardimci olan hukuk felsefesi örgütü olarak tasavvur ettim. Bu kitabi da bu düsünce düzleminde yazdim. Cünkü cok iyi biliyorum ki, felsefe pinarindan sulanip, beslenecek bir hukuka ihtiyacimiz var Macera, atilganlik, bireycilik ruhunun öldügünü; karar verme ve sorumluluk yüklenme arzusunun ise azaldigi bir dünyada avukat, yargic ve savcilar ne otokrasiye ne de bürokrasiye boyun egmez insanlar olmalidir. Onlar, ne otokrasi ne de bürokrasi icinde yer almamalidirlar. Yargic ve savcilari ve hatta tüm hukukculari, o büyük ve mütevazi yerlerini gururla, temiz bir ic güzellik icinde kabullenip, özgür ruhlarindan asla taviz vermeyen, sair bir kisiligin ince hassasiyetinin dikkatinden cikmiscasina titiz calisan, günes daglarin arkasinda kaybolup gecenin karanligi yeryüzüne inse bile adalet icin cirpinip duran insanlar olarak tasavvur ettim oldum olasi. Iste bu bilincten ve umut edisten hareketle adaletin tecellisi, hak ve özgürlüklerin korunmasi ve esitligin saglanmasina katki yapabilmek hedefiyle, hukuk felsefesinin özellikle adalet, hak ve özgürlükler, esitlik, yarginin bagimsizligi gibi konularina dair felsefi denilebilecek yaklasimlarimi ayrintiya girmeden, adeta bir aforizma tadinda, az ve öz, yalin ve duru bir sekilde, bir uygulayici gözüyle elimden geldigince anlatarak, uygulayicilarin zihin dünyalarinda simsekler caktirmaya calistim. Baska bir deyisle felsefenin hukuka ve hukukunda uygulamaya iliskin alaninda kücük bir gezi yaparak gördüklerimi, duyumsadiklarimi ve düsündüklerimi yazdim. Dolayisiyla konulara deginirken kendi felsefi bakis acim ve yorumsal üslubumla yaklastigim yadsinamaz. Önemle belirtmeliyim ki, yukaridaki satilarda da ifade etmeye calistigim gibi, bu kitap yargi etiginin neligine dair felsefi düsünüsten yani saf yargi etigi felsefesinden ibaret degildir. Bir bakima hukukun kendi varligini dönüstürmek icin neler yapilabileceginin gözden gecirilmesi calismasidir diyebiliriz. Ayrica insani degerlerin rasyonalizm, rekabet, tüketimcilik ve bireycilik tarafindan tehdit edildigi bir dünyada insan kalabilmenin bile zor oldugu günümüzde yargiclardan beklenen etik degerlerin normalüstü bir seviyede oldugunun bilinciyle kaleme alinmis yazilardan olusan bu kitap, daha cok yargi etiginin, simdi oldugundan farkli bir adalet tasavvuru olabilecegini göstermek amacini da omuzlarinin tatli yükü olarak kabullenmistir. Önemle belirtmeliyim ki insan toplumunun tarihsel acidan dinamik gercekligini cesitli yönleriyle ele alan tüm felsefe alanlari gibi, düsümdeki adalet tasavvuru da toplumunun tarihsel acidan dinamik gercekligini göz ardi etmemeye özen göstermistir. Yargic ve savcilar icin etik deger demek, meslektaslariyla olan iliskilerinden baslayip, personel ve adliyede isi olan yurttaslarla olan iliskilerine kadar uzanan bir alandaki tutum ve davranislarinin yaninda, gerek meslek yasaminda ve gerekse de özel yasamlarindaki faaliyetlerinde, temel hak ve özgürlüklere saygi, esitlik ve tarafsizlik icerisinde, yargi bagimsizliginin gerekleri dahilinde yarginin sayginligini koruyup güclendirecek sekilde hukuk ve vicdan sinirlari icinde hareket etmelerini gerektiren degerlerin tümüdür. Basta Bangalor Yargi Etigi ilkeleri olmak üzere, Savcilarin Rolüne Dair Ilkeler, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Bakanlar Komitesinin Cezai Adalet Sisteminde Savciligin Rolü Ile Ilgili Üye Devletlere Sundugu Tavsiye Karari Rec200019, Savcilarin Rolü Konusundaki Birlesmis Milletler Ilkeleri, Birlesmis Milletler Yargi Bagimsizliginin Temel Ilkeleri ve Savcilar Icin Etik ve Davranis Bicimlerine Iliskin Avrupa Esaslari diger adiyla Budapeste Ilkeleri olmak üzere pek cok uluslararasi metinde yargi etigine iliskin düzenlemelere yer verilmistir Kuskusuz tarihsel deger yargilarindan tümüyle arinmis bir yargi etigi felsefesi yaklasim tarzi, hicbir zaman tam olarak gerceklestirilebilecek bir sey degildir. Zira yargi etigi felsefesi, bir bakima, kendisi de tarihsel olan hukukun özü üzerine düsünmek demektir. Binlerce yil icinde büyük mücadeleler ve emeklerle dirhem dirhem olusturulan, özgürlük, esitlik vb. bütün güzel kavramlarin icinin bosaltildigi bir cagda yasiyoruz Egemen siniflar, insanlik tarihini kavramlari ve anlamlariyla birlikte ters yüz ettiler. O nedenle yeni yepyeni bakis acilarina, ici bosaltilamayacak kadar net ve insan onuruna yakisir kavramlar ve düsüncelere ihtiyacimiz var. Büyük anlatilar cagini yeniden baslatmaliyiz. Dört bir yani engellerle örülü büyük adalet yolunda, hukukun temel degerlerinden sapmadan ilerlemeyi sürdürmeli ve yargi dünyasinda uygulayicilarin davranislari bakimindan iyi ve kötüyü anlasilir kilmaya calismak icin yepyeni bir yargic-savci ahlak felsefesi olusturmaliyiz. Kitapta ortaya koydugum düsüncelerin, nihayetinde hepimizi ilgilendiren bir dizi konu üzerine bir parca da olsa diyalog olanagi ve evrensel bir adalet, onurlu bir baris ve rengarenk bir ahengin gün gelip gerceklesmesine katki sunmasini umut ediyorum.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.