26,99 €
inkl. MwSt.
Versandkostenfrei*
Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Insan haklari temelinde demokrasi, anayasacilik hareketleri, hukuk devleti ve vergilendirme yetkisinin sinirlandirilmasina bagli gelisen mükellef haklari, vergi sisteminin karmasiklasmasi, uluslararasi alanda meydana gelen gelismeler, teknolojik gelisim, mükelleflerin secmen olarak önem kazanmasi ve vergi idaresinin mükellefe bakis acisinin degismesi ile önem kazanmis, küresellesmeyle birlikte vergi idaresinin sinirlari asmasiyla uluslararasi bir boyuta ulasmistir. 20. yüzyilin son ceyreginde devletlerin yönetim anlayisinda yasanan dönüsümle birlikte, vergi idaresi ve vergilendirme anlayisi da…mehr

Produktbeschreibung
Insan haklari temelinde demokrasi, anayasacilik hareketleri, hukuk devleti ve vergilendirme yetkisinin sinirlandirilmasina bagli gelisen mükellef haklari, vergi sisteminin karmasiklasmasi, uluslararasi alanda meydana gelen gelismeler, teknolojik gelisim, mükelleflerin secmen olarak önem kazanmasi ve vergi idaresinin mükellefe bakis acisinin degismesi ile önem kazanmis, küresellesmeyle birlikte vergi idaresinin sinirlari asmasiyla uluslararasi bir boyuta ulasmistir. 20. yüzyilin son ceyreginde devletlerin yönetim anlayisinda yasanan dönüsümle birlikte, vergi idaresi ve vergilendirme anlayisi da kabuk degistirmistir. Gönüllü uyumun temel alindigi yeni sistemde, müsteri odakli idarelerin, zorlamaya degil mükellef memnuniyetine önem verdigi görülmektedir. Bu noktada da mükellef haklarinin taninmasi, yasal güvence ile koruma altina alinmasi, mükelleflerce kullanilmasinin saglanmasi icin, mükellefleri ve haklarini ön planda tutan bir anlayis benimsenmistir. Bu noktada unutulmamasi gereken bir diger husus ise, idarelerin mükellefleri mutlu etmelerinin, calisanlarini mutlu etmelerinden gectigidir. Türk Vergi Sistemi, vergiyi doguran olayin belgelendirilerek defterlere kaydedilmesi esasina dayanmaktadir. Yapilan islemlerin kaydedildigi belgelerin ilk bakista dogru oldugu kabul edilse de, belgelerde gösterilen islemlerin gercek mahiyetinin ortaya cikarilmasi gerekmektedir. Bunu yapma yükü idareye ait olup, ödenmesi gereken verginin dogrulugunu arastirma, tespit etme ve saglama amaci tasiyan vergi inceleme yetkisi de bu amacla taninmistir. Bu cercevede idarece gerek görülen durumlarda ve kimi zaman da mükelleflerin talepleri üzerine vergi incelemesi yapilmaktadir. Vergi incelemesinin mükelleflerin maddi ve manevi baski altinda hissetmesine sebebiyet verebilecek uzun bir sürec olmasi nedeniyle, inceleme sürecinde mükelleflerin haklarinin detayli sekilde ortaya konmasi, güvence altina alinmasi ve böylece kendilerini güvende hissetmelerinin saglanmasi gerekmektedir. 2010 yilinda, vergi inceleme sürecinde mükelleflerin haklari noktasinda mevcut düzenlemelere ek bircok yasal düzenleme yapilmistir. Izleyen sürecte de bu gelisimin sürdügü görülmektedir. Hukuk devletinin bir geregi olmasinin yaninda, inceleme sonucunda kendi basina icrai nitelik tasimayan vergi inceleme raporlarina dayanilarak yapilacak vergilendirme islemlerinin saglikli olabilmesi adina, hazirlayici islem niteligindeki vergi inceleme sürecinde mükelleflere taninan haklarin tamamina uyulmasi gerekmektedir. Söz konusu kurallarin ihlal edilmesi halinde, mükelleflerin acacaklari dava ile ihlalin agirligina göre vergilendirme isleminin hukuka uygun olmadigini tespit ettirmesi mümkündür. Vergi inceleme sürecinde yapilan uygulamalar kadar, vergi incelemesini izleyen sürecte yapilan uygulamalar da önemlidir. Zira, inceleme sürecini izleyen sürecte de mükelleflerin haklari bulunmakta olup, söz konusu islemlerde yapilacak hak ihlalleri icin de ayni durum söz konusudur. Calisma kapsaminda, 2011 yilindan itibaren verilen 213 Danistay karari incelenmistir. Buna ek olarak, calisma ile ilgili oldugu icin, gecmis tarihli bazi yargi kararlarindan da yararlanilmistir. Özetle, gerek inceleme sürecinde gerekse de sonrasinda tesis edilen islemlerde, mükelleflerin yargisal basvuru hakkini kullanarak, ihlal edilen haklarini aramasi, yasama, yürütme ve yargi fonksiyonlarinin kullanimina etki etmektedir. Özellikle, idari uygulamalara mükellef lehine olacak sekilde yön verildigi görülmektedir. Bununla birlikte, mükelleflerin vergi incelemesinde sahip olduklari usule iliskin haklarinin ihlal edildigine dair az miktarda ihtilafa rastlanmistir. Bu noktada Danistayin görüsü, vergilendirme islemine etkisi bakimindan sadece asli sekil noksanliklarinin islemin iptalini gerektirecegi yönündedir. Bir hakkin taninmasi kadar korunmasi da oldukca önemlidir. Bu baglamda mükellef ve Müfettis haklarinin taninmasi ve korunmasi icin calismalar yapilmasi ve hak ihlallerinin yaptirimlara baglanmasi gerekmektedir. Bu calisma Cukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalinda Doc. Dr. Neslihan Coskun Karadag