Siva, sisenin mantar kapagini acip, icinden avucuna biraz su döktü. Diger eliyle, parmak uclarini bu ufacik birikintiye batirip Denizin yüzüne dogru serpti. Su damlalari, henüz kurumaya baslayan gözyaslarina karisti. Bir kismi ise gözüne kacti, geri kalan damlalar da yolculuklarini genc kizin yanaklarinda, alninda, dudaklarinda ve dilinde tamamladi. Siva, her damlayi birer mücevher degerindeymiscesine yere dökülmemesine dikkat ederek Denizin üstünde kullandi. Sonra siseyi itinayla kapatarak cantasinin fermuarli ic gözüne geri yerlestirdi. Deniz onun ne yaptigini tam olarak anlamasa da, Siva icin bunun aslinda cok büyük bir fedakarlik anlamina geldigini kavramisti. Ama bir yandan da diline degen damladan dolayi mikrop kapip kapmayacagini merak ediyordu. Su gercekten de cok pis görünüyordu. Üniversite son sinif ögrencileri, okulun ilk günü derse girer. Bir süre sonra kapi acilir ve iceri daha önce hayatlarinda hic görmedikleri pembe sarili bir kiz girer. Siva adindaki Hindistandan gelmistir. Onun gelisiyle birlikte siniftaki ögrencilerin hayatlari beklenmedik ve geri dönüsü olmayan bir sekilde degismeye baslar. Herkes mutludur ancak Sivanin, kimsenin bilmedigi karanlik bir sirri vardir Meltem Inan bu romaninda mizah ve trajedi unsurlarini ayni anda kullanirken, dört defa ziyaret ettigi ve kültürünü, insanlarini, yasam bicimlerini, geleneklerini, tarihini ve cografyasini yakindan ve derinlemesine tanima firsati buldugu Hindistanin dini ve mitolojik öykülerini, esas öykünün icerisinde eriterek masalsi bir tat yakalamayi basariyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.