Gözüm isiriyor bir yerlerden ikisini de, ama hafiza, mahalledeki Hafiz amca gibi catik kasli mendebur bir ihtiyar simdi. Ser verip sir vermiyor. Alt dudagi sarkmis, masaya degiyor Hafiz amcanin. Bir avuc erik icin sopayi sirtimda kiriyor. Erigin bali sizarak, agzimin kenarindan akan kana karisiyor. Hafiz amcanin sakalindan tutuyorum, ellerimdeki kan bulasiyor ak sakalina. Kurtariyor sonra sakalini avucumdan, soruyor, orak cekici nereden taniyorum Ters assak, hatirlar misin Ters dönüyor dünya. Göz hizamda ayakkabilar, kirden kararmis yer dösemesi, orak cekic kemerle baglanmis ayaklarimla göz göze. Ayaklarim da konusmayacak, isteseler de konusamazlar. Onlar görmedi poseti kimlerin verdigini, bense hatirlamiyorum. Tek sucum erik calmak. Evlerine arka sokaklardan gidenlerin öykülerini yaziyor Sibel Öz. Beykozun kapisina kilit vurulmus fabrikalari, Tarlabasinin yokuslu yollari, Taksimin özgürlestigi on dört gün, Kandillideki fisiltilar, Bogaza bakan feslegen kokulu teraslar dile geliyor, ete kemige bürünüyor yorgun Istanbul... Ve hatirliyor hatirlamak istemediklerini de... Gayrettepedeki iskenceleri, kentsel dönüsüm kiskacinda cetelere bogdurulan mahalleleri ve mahalleli yigit genclerin katledilisini. Bazi öykülerde susuyor Istanbul, katliamdan geciyor sözcükler de, Suruc oluyor, Ankara oluyor...
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.