80lere daha varmamistik. Henüz yeni yetme bir üniversiteliydim ve iftari o zamanlara has bir sekilde herkes gibi ben de kendi evimde, ailemle birlikte yapardim. Aile ici yakinliklar haricinde dikkat cekici davetler olmazdi. Iftarlar evde yapilirdi, iftara gitmekten cok iftara cagirmak akilda kalirdi. Aileler arasinda protokol yoktu, sadece özel misafirlere acilan göstermelik havali yemek masalarinin, porselen takimlarinin evlerde bir yerlere tikilmasi icin epeyce bir zamanin gecmesi gerekecekti. Yer sofrasinda olurduk, kapiyi calan lafi uzatmazdi, gelir sofraya otururdu. Yemekte herkese bir kasik bulunurdu. Tanri misafiri diye bir sey vardi ve iftar yemeginin varsa bir lezzeti, biraz da o, gelenin dualariyla tesrif ederdi. Necdet Subasi, Türkiyenin yakin dönem Ramazanlarina kisisel penceresinden bir bakis atiyor. Pek cok kisiye tanidik gelecektir...
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.