14,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Bilincin varligi dünyayla ilgili hem en bildik hem de en sasirtici seylerden biridir. Onu beklenen bir sey olarak degerlendirmeyen hicbir doga düzeni aciklamasi, eksiksiz bir cerceve cizdigi iddiasinda bile bulunamaz. Ve eger fen bilimi, hayatin kaynagi hakkinda ne söylerse söylesin, bizi bilinc konusunda aslinda karanlikta birakiyorsa, dünya hakkinda temel anlasilabilirligi saglayamamis olacaktir. Düzenin neden bu sekilde oldugunun akla uygun farkli bir resmi olmalidir ve bu resim fiziksel dünyayi da icermelidir, cünkü problem zihinle sinirlandirilamaz. Zihin felsefesinin yasayan en büyük…mehr

Produktbeschreibung
Bilincin varligi dünyayla ilgili hem en bildik hem de en sasirtici seylerden biridir. Onu beklenen bir sey olarak degerlendirmeyen hicbir doga düzeni aciklamasi, eksiksiz bir cerceve cizdigi iddiasinda bile bulunamaz. Ve eger fen bilimi, hayatin kaynagi hakkinda ne söylerse söylesin, bizi bilinc konusunda aslinda karanlikta birakiyorsa, dünya hakkinda temel anlasilabilirligi saglayamamis olacaktir. Düzenin neden bu sekilde oldugunun akla uygun farkli bir resmi olmalidir ve bu resim fiziksel dünyayi da icermelidir, cünkü problem zihinle sinirlandirilamaz. Zihin felsefesinin yasayan en büyük isimlerinden biri olmasinin yani sira, farkli felsefi disiplinlerde de söz sahibi olan Thomas Nagel, simdiden bir klasik haline gelen son kitabinda zihin, bilinc ve bunlara bagli olarak deger gibi kavramlarin tanimlanmasinda Neo-Darwinci yaklasimin aciklamalariyla yetinip yetinemeyecegimizi sorarken, diger görüslerin argümanlarini da cesurca isin icine sokarak zihin acici bir zihin sorgulamasina girisiyor. 1974 yilinda yayimlanan ve zihin felsefesi alaninda gecen yüzyilin en etkili metinlerinden sayilan Yarasa Olmak Nasil Bir Seydir makalesinin de kitabin sonunda -ek olarak- yer aldigi Zihin ve Evreni Özge Caglar Aksoy cevirdi. Düsüncenin her alaninda en nihayetinde düsünceyle sinanan, baskalarinin karsit fikirleriyle düzeltmeye tabi tutulan, hayal gücüyle degistirilen ve alternatiflerle karsilastirilan yargilarimiza dayanmamiz gerekir. Antirealizm her zaman varsayima dayanan bir olasiliktir Dogru hakkinda belli bir alanda belli sonuclara bu sekilde, belki de diger alanlarla bir noktada birleserek, ulasma egilimimizden daha fazlasi olup olmadigi sorusu her zaman sorulabilir. Sorunun cevabi bazi durumlarda, dilbilgisi ya da görgü kurallarinda oldugu gibi, hayir olabilir. Bu nedenle fiziksel dünya ya da matematik, ahlak, veya estetik gibi belirli bir alanin, onlardan bagimsiz bir dogruya göre davranma yönündeki girisimler oldugu yönündeki sezgisel inancin kesin olarak kanitlanmasi imkansiz olabilir. Cok güc olmakla birlikte haksiz da olmayabilir. Elbette ahlaki ve baska deger yargilarindaki dogrunun zihinden bagimsiz olmasi hakkinda karsit öznelci aciklamalar da vardir. Bir cocugun öldürülmesinin yanlis oldugu yargisina vardigimizda sofistike öznelciligin söylememize izin verdigi seylerden biri de bunun hicbirimiz yanlis oldugunu düsünmesek bile yanlis olacagidir, bu ikinci yarginin da sonucta davranislarimiza dayaniyor olmasina ragmen. Ne var ki ahlaki yargilarin dayanagi hakkindaki bu yari realist, disa vurumcu aciklamalarin daha basit deger yargilari hakkindaki öznelci aciklamalardan daha akla yatkin oldugunu düsünmüyorum. Bu dis cerceveler baslangictaki önermeyle ayni türdendir Deger yargilarinin kendi iclerinde dogru olabilecegini reddederler ve benim deger hakkinda en iyi genel anlayisin bu oldugu yönündeki inancimla ters düserler.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.