Flannery OConnor, benim kusagimin en büyük hikayecisidir. Flannery OConnorin, Bilge Kanin ardindan, 1960 yilinda yayinlanan ikinci ve son romani Zorbalarin Elinde, gotik duyarliligin karanlik ve sürükleyici bir örnegi olusunun yani sira, hiciv dolu üslubu acisindan da Amerikan edebiyati icin bir dönüm noktasi sayilmaktadir. On dört yasindaki yetim Francis Marion Tarwater kendini bildi bileli Ihtiyar Tarwater ile yasamaktadir. Büyük dayisi onu egitmekle kalmamis, hala hayattaki diger akrabasi, kendisinin de yegeni olan Rayber adindaki ögretmenin elinden de kurtarmistir. Yasli adamin dedigine göre Tarwaterin kaderinde peygamber olmak vardir ve ilk görevi ögretmenin oglu Bishopi vaftiz etmektir. Dayisi öldügünde Tarwater kendini diger tüm cocuklar gibi normal bir hayat sürmesini ve kafasina zorla sokulan hurafelerden kurtulmasini isteyen Rayberin kapisinda bulur. Fakat gecmisi, yasli adamin hayaleti ve kafasindaki tekinsiz ses onu bir an olsun yalniz birakmayacaktir. Tarwaterin kutsallik ve dünyevilik arasinda yasadigi ikilem OConnorin sasirtici ve dokunakli üslubunda hayat buluyor. Zorbalarin Elinde modern edebiyatin inancla beslenen en unutulmaz yapitlarindan biri olma özelligini bugün de koruyor. 20. yüzyilda ölümünün ardindan edebi söhreti Flannery OConnor -ve bir istisna olarak Sylvia Plath disinda- kadar hizli ve dramatik bir sekilde artan bir yazar daha yoktur, OConnorin eserleri 1964ten bu yana edebi kanonun bir parcasidir.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.