Çok okuyan bir toplum degiliz. Istatistiklere göre Fransa'da toplumun %21'i, Japonya'da %14'ü, ABD'de %12'si düzenli kitap okurken, Türkiye'de sadece 10 bin kiside biri muntazam kitap okuyor. Kadir Has Üniversitesi'nin yaptigi arastirmalara göre kitap, gazete, dergi okuyanlarin orani giderek düsüyor. Daha da vahimi, PISA (yerlisi de yapildi) verilerine göre, nüfusun %39'u, ögrencilerin %66'si okudugunu anlamiyor.
Pekiyi okumayi çok sevmeyen, okudugunu iyi anlamayan bir topluma nasil bir seyler anlatacagiz, onlari nasil düsünmeye davet edecegiz. Siyasiler, görsel özelligi nedeniyle TV araciligiyla yapiyor bunu. Toplumun sagduyusundan ümit kesmemis bizler de sosyal medya araciligi ile ama bir paragrafi geçmeyen iletilerle yapiyoruz. Iste niye aforizmalara önem verdigimin gerekçesi bu.
Pekiyi, aforizma ya da Türkçe dendiginde özlü söz, özdeyis ne demek? Kökeni Eski Yunancaya kadar dayanan 'aforizma' kelimesi, Türkçeye Fransizca üzerinden girmis bir sözcük. Derin bir bilgi birikimi ve yillarin yasam deneyimini az sözcükle çarpici biçimde ifade eden bir 'vecizedir'. Özetlenmis, iktisatla ifade edilmis bir hakikattir.
Aforizma için duydugunuzda veya okudugunuzda, bir simsek çakmasinda oldugu gibi aklin anlik aydinlanmasi diyebiliriz. Bu aydinlanma, akli oldugu kadar ruhu da kapsar ve insani uzun uzun düsündürdügü kadar farkli hissetmesini de saglar. Aydinlanma etkisiyle sizi gülümsetir. Iste o an, Michelangelo'nun Vatikan'daki Sistine Kilisesi'nin tavanina resmettigi Adem'in Yaratilisi tablosundaki Tanri'nin Adem'e dokunusu anindaki canlanma, uyanis anidir. Ilahi bir andir. Insanin içinde sakli olan gücü, anlama ve düsünme yetenegini uyarir. Insani ürkütmeden felsefeye davet eder, felsefeyle tanistirir.
Aforizmalar uzun ömürlüdür çünkü hayattan damitilmis düsünce ve tecrübelerdir ve içerikleri çok kisi için yabanci degildir. Akla ve duyguya hitap ettiklerinden degiskendirler. Dogmalar gibi kaliplasmis degildirler. Ortak akla ve duygulara seslenirler. Asirlarca yasamalarina ragmen ölümsüzlük talepleri yoktur. Ilahi bir talepleri olmadigi için insan aklini ve ruhunu yormazlar. Amaçlari onlari canlandirmak, hakikatin pesine salmaktir.
Aforizmalar, dogmatik akil (bagnazlik) ve baskici ruhlardan (ideolojilere esir olmus coskulardan) kaçanlarin sigindiklari yeralti kahvehaneleridir. Özgürlük kozalaridir. O yüzden hinzirdirlar çünkü belli etmeseler de ciddi oranda elestiriseldirler. Babalari akil, anneleri ruhtur, egitimleri tecrübedir.
Aforizma aklin simsek çakmasi ise ruhun zirvede olma istahidir. Ruh, her aforizma ile bir tepeden ötekine siçramak ister.
Aforizmanin etkili ve delici olmasinin sebebi bir okun ucu gibi kisa ve keskin olmasidir. Koca kitaplara baktigimizda ögrenmenin zorlugunu hissederiz ama aforizmalari duydugumuz veya okudugumuzda bilgilenmenin ne kadar kolay oldugu kanisina variriz.
Bu takdim yazisi ile neden düsüncelerimi aforizmalarla dile getirdigimi anlatmis olmaliyim. Üç düzine yayinlanmis kitabimin kaç kisi tarafindan olundugunu bilmiyorum. Toplum ve siyasal hayattaki etkilerini de pek görmedim. Bakalim aforizmalarim ne kadar yol alacak?
Prof. Dr. Dogu Ergil
Pekiyi okumayi çok sevmeyen, okudugunu iyi anlamayan bir topluma nasil bir seyler anlatacagiz, onlari nasil düsünmeye davet edecegiz. Siyasiler, görsel özelligi nedeniyle TV araciligiyla yapiyor bunu. Toplumun sagduyusundan ümit kesmemis bizler de sosyal medya araciligi ile ama bir paragrafi geçmeyen iletilerle yapiyoruz. Iste niye aforizmalara önem verdigimin gerekçesi bu.
Pekiyi, aforizma ya da Türkçe dendiginde özlü söz, özdeyis ne demek? Kökeni Eski Yunancaya kadar dayanan 'aforizma' kelimesi, Türkçeye Fransizca üzerinden girmis bir sözcük. Derin bir bilgi birikimi ve yillarin yasam deneyimini az sözcükle çarpici biçimde ifade eden bir 'vecizedir'. Özetlenmis, iktisatla ifade edilmis bir hakikattir.
Aforizma için duydugunuzda veya okudugunuzda, bir simsek çakmasinda oldugu gibi aklin anlik aydinlanmasi diyebiliriz. Bu aydinlanma, akli oldugu kadar ruhu da kapsar ve insani uzun uzun düsündürdügü kadar farkli hissetmesini de saglar. Aydinlanma etkisiyle sizi gülümsetir. Iste o an, Michelangelo'nun Vatikan'daki Sistine Kilisesi'nin tavanina resmettigi Adem'in Yaratilisi tablosundaki Tanri'nin Adem'e dokunusu anindaki canlanma, uyanis anidir. Ilahi bir andir. Insanin içinde sakli olan gücü, anlama ve düsünme yetenegini uyarir. Insani ürkütmeden felsefeye davet eder, felsefeyle tanistirir.
Aforizmalar uzun ömürlüdür çünkü hayattan damitilmis düsünce ve tecrübelerdir ve içerikleri çok kisi için yabanci degildir. Akla ve duyguya hitap ettiklerinden degiskendirler. Dogmalar gibi kaliplasmis degildirler. Ortak akla ve duygulara seslenirler. Asirlarca yasamalarina ragmen ölümsüzlük talepleri yoktur. Ilahi bir talepleri olmadigi için insan aklini ve ruhunu yormazlar. Amaçlari onlari canlandirmak, hakikatin pesine salmaktir.
Aforizmalar, dogmatik akil (bagnazlik) ve baskici ruhlardan (ideolojilere esir olmus coskulardan) kaçanlarin sigindiklari yeralti kahvehaneleridir. Özgürlük kozalaridir. O yüzden hinzirdirlar çünkü belli etmeseler de ciddi oranda elestiriseldirler. Babalari akil, anneleri ruhtur, egitimleri tecrübedir.
Aforizma aklin simsek çakmasi ise ruhun zirvede olma istahidir. Ruh, her aforizma ile bir tepeden ötekine siçramak ister.
Aforizmanin etkili ve delici olmasinin sebebi bir okun ucu gibi kisa ve keskin olmasidir. Koca kitaplara baktigimizda ögrenmenin zorlugunu hissederiz ama aforizmalari duydugumuz veya okudugumuzda bilgilenmenin ne kadar kolay oldugu kanisina variriz.
Bu takdim yazisi ile neden düsüncelerimi aforizmalarla dile getirdigimi anlatmis olmaliyim. Üç düzine yayinlanmis kitabimin kaç kisi tarafindan olundugunu bilmiyorum. Toplum ve siyasal hayattaki etkilerini de pek görmedim. Bakalim aforizmalarim ne kadar yol alacak?
Prof. Dr. Dogu Ergil
Dieser Download kann aus rechtlichen Gründen nur mit Rechnungsadresse in A, B, CY, CZ, D, DK, EW, E, FIN, F, GR, H, IRL, I, LT, L, LR, M, NL, PL, P, R, S, SLO, SK ausgeliefert werden.