Helincigim,
Kusura bakma, kaç gündür yazamadim sana. Öyle seyler oldu ki, nereden baslasam anlatmaya bilemiyorum. Konu tahmin edecegin gibi yine Öteki. Adini dahi söylerken kapildigim öfke öyle büyük ki, bir an önce içimi bosaltmazsam bomba gibi patlayabilirim... Ben bu haldeyken ne oldu biliyor musun? Hani yavuz hirsiz ev sahibini bastirirmis derler ya, Öteki de bunca olaydan sonra beni bastirmaya kalkti. Odamda oturmus bilgisayardan gazete haberlerini okuyordum. Öteki sinirle kapiyi açip içeri girdi. Önce hiç konusmadi. Odada ben yokmusum, adam degilmisim, onu izlemiyormusum gibi davrandi. Sinirden dislerini yiyor, iki duvarin arasinda gidip geliyordu. Arada bir de, ayaginin birini yere vurarak,
Olamaz, böyle bir sey mümkün degil, dedigini duyuyordum. Daha fazla dayanamadim.
Ne oldu sayin N? diye sordum. Lütfedip yüzüme bakti. Hatirlaya bildigim kadariyla aramizda söyle bir diyalog basladi. Yüzüme kinle bakarken dedi ki:
Ne yapmak istiyorsun? Açik olalim. Lütfen sen de derdin neyse, neyin hincini almak istiyorsan söyle? Her seyi anlat bana. Gerçekten biktim usandim. Yoruldum anliyor musun? Geldigim günden beri huzurum yok. Ne yapmaya çalisiyorsun? Beni delirtince basin göge mi erecek? Söyle hadi! Sonuç olarak ne sen ne ben, babamizin isini yapmiyoruz. Devlet memuru olup ayni maasi aliyoruz. Her konuda, her iste esit haklara sahip degil miyiz?
Aksini mi söyledim?
Bakin sayin N, bana bir sey dediginiz yok. Sorun da burada. Bir sey demiyorsunuz ama sürekli kin duyuyorsunuz. Nedir içinizdeki bu öfkenin kaynagi? Kendinizi yalniz mi hissediyorsunuz? Bosa kürek çektiginizi mi düsünüyorsunuz? Sevmediginiz meslege kölelik yapmaktan mi hoslanmiyorsunuz, anlamiyorum ki. Benim de sorunlarim var. Size bir sey diyor muyum? Su ana kadar sizin yüzünüzden mutsuz oldugumu dile getirdim mi hiç?
Sizin sorununuz ne biliyor musunuz?
Neymis? Hadi söyleyin lütfen.
Yalan söylemek. Benim yüzümden mutsuz oldugunuzu söylemek için odama gelmediniz mi?
Kusura bakma, kaç gündür yazamadim sana. Öyle seyler oldu ki, nereden baslasam anlatmaya bilemiyorum. Konu tahmin edecegin gibi yine Öteki. Adini dahi söylerken kapildigim öfke öyle büyük ki, bir an önce içimi bosaltmazsam bomba gibi patlayabilirim... Ben bu haldeyken ne oldu biliyor musun? Hani yavuz hirsiz ev sahibini bastirirmis derler ya, Öteki de bunca olaydan sonra beni bastirmaya kalkti. Odamda oturmus bilgisayardan gazete haberlerini okuyordum. Öteki sinirle kapiyi açip içeri girdi. Önce hiç konusmadi. Odada ben yokmusum, adam degilmisim, onu izlemiyormusum gibi davrandi. Sinirden dislerini yiyor, iki duvarin arasinda gidip geliyordu. Arada bir de, ayaginin birini yere vurarak,
Olamaz, böyle bir sey mümkün degil, dedigini duyuyordum. Daha fazla dayanamadim.
Ne oldu sayin N? diye sordum. Lütfedip yüzüme bakti. Hatirlaya bildigim kadariyla aramizda söyle bir diyalog basladi. Yüzüme kinle bakarken dedi ki:
Ne yapmak istiyorsun? Açik olalim. Lütfen sen de derdin neyse, neyin hincini almak istiyorsan söyle? Her seyi anlat bana. Gerçekten biktim usandim. Yoruldum anliyor musun? Geldigim günden beri huzurum yok. Ne yapmaya çalisiyorsun? Beni delirtince basin göge mi erecek? Söyle hadi! Sonuç olarak ne sen ne ben, babamizin isini yapmiyoruz. Devlet memuru olup ayni maasi aliyoruz. Her konuda, her iste esit haklara sahip degil miyiz?
Aksini mi söyledim?
Bakin sayin N, bana bir sey dediginiz yok. Sorun da burada. Bir sey demiyorsunuz ama sürekli kin duyuyorsunuz. Nedir içinizdeki bu öfkenin kaynagi? Kendinizi yalniz mi hissediyorsunuz? Bosa kürek çektiginizi mi düsünüyorsunuz? Sevmediginiz meslege kölelik yapmaktan mi hoslanmiyorsunuz, anlamiyorum ki. Benim de sorunlarim var. Size bir sey diyor muyum? Su ana kadar sizin yüzünüzden mutsuz oldugumu dile getirdim mi hiç?
Sizin sorununuz ne biliyor musunuz?
Neymis? Hadi söyleyin lütfen.
Yalan söylemek. Benim yüzümden mutsuz oldugunuzu söylemek için odama gelmediniz mi?
Dieser Download kann aus rechtlichen Gründen nur mit Rechnungsadresse in A, B, CY, CZ, D, DK, EW, E, FIN, F, GR, H, IRL, I, LT, L, LR, M, NL, PL, P, R, S, SLO, SK ausgeliefert werden.