2,99 €
2,99 €
inkl. MwSt.
Sofort per Download lieferbar
payback
0 °P sammeln
2,99 €
2,99 €
inkl. MwSt.
Sofort per Download lieferbar

Alle Infos zum eBook verschenken
payback
0 °P sammeln
Als Download kaufen
2,99 €
inkl. MwSt.
Sofort per Download lieferbar
payback
0 °P sammeln
Jetzt verschenken
2,99 €
inkl. MwSt.
Sofort per Download lieferbar

Alle Infos zum eBook verschenken
payback
0 °P sammeln
  • Format: ePub

Ne diyecegimi bilemez oldum. Daha yeni salgin oldu, bitmedi, devam etmekte, milyonlarca can kaybi yasandi, yasaniyor. Nerede bu akilli zekâ teknolojileri, nerede bu muhtesem bilim insanlari... Bos laf bunlar... Tofler Efendi de, en azindan bizim durumumuzdakiler bakimindan bos konusuyor. Bugün benim için önemli olan virüs kapmayim diye maske, ekmek, zeytin, peynir alacak parayi bulduktan baska, baskidan, sömürüden, yönetenlere hakaret suçundan hapse tikilmaktan nasil kurtulacagimizdir. Normal bir ülkede, normal kosullarda iyi egitimler alarak, torpilsiz ise girerek, bir lokma için el ayak…mehr

  • Geräte: eReader
  • mit Kopierschutz
  • eBook Hilfe
  • Größe: 0.81MB
Produktbeschreibung
Ne diyecegimi bilemez oldum. Daha yeni salgin oldu, bitmedi, devam etmekte, milyonlarca can kaybi yasandi, yasaniyor. Nerede bu akilli zekâ teknolojileri, nerede bu muhtesem bilim insanlari... Bos laf bunlar... Tofler Efendi de, en azindan bizim durumumuzdakiler bakimindan bos konusuyor. Bugün benim için önemli olan virüs kapmayim diye maske, ekmek, zeytin, peynir alacak parayi bulduktan baska, baskidan, sömürüden, yönetenlere hakaret suçundan hapse tikilmaktan nasil kurtulacagimizdir. Normal bir ülkede, normal kosullarda iyi egitimler alarak, torpilsiz ise girerek, bir lokma için el ayak öpmeyerek, bilim üreterek yasamiyoruz ki... Ömrümüm tamami terörü, sehit cenazelerini, haksiz mahkemeleri, tutsak alinanlari, suçsuz yere hapse atilanlari, düsünce suçu isleyenleri, halki kamplara bölüp birbirine düsürenleri, bir de kendini dünya lideri sanan Kayser'i izlemekle geçti... Bizim uygarligimiz ne tarim toplumuna benziyor, ne de sanayi toplumuna... Sömürülenlerin uygarligini farkli sekillerde ele almak gerekiyor.
Böyle konusan P gibi birini, nereye baksaniz, bu ülkenin hemen her sehrinde görebilirsiniz. Iste böyle sevgili takipçilerim, issiz üniversiteli, liseli, meslek okullarindan mezun gençlerden söz ediyorum. Bu dediklerime karsilik olarak, dünyanin her yerinde issizligin arttigi, baskinin oldugu, fasist, niteliksiz yöneticilerin, Trump gibi kizi yasindakilerle birlikte olanlarin devrinde yasadigimiz söylenebilir. Dünya ekonomisinin kötü oldugu, yalniz bizde degil, her yerde salgin hastaliklara bagli olarak zor günler yasandigi, hastanelerin yetersiz kaldigi, Avrupa saglik hizmetlerinin bir süre için de olsa çöktügü de dile getirilebilir. Haklisiniz; globallesmenin yarattigi sorunlardan pek çok ülke nasibini aldi, aliyor. Hiçbir ülke yoktur ki, dertlerini sifirlamis olsun.
--Uzaya yol yapilacaksa onu da Türkler yapar, hem de gidis dönüs, dört seritli olmak üzere, diyenlerin kafasiyla düsünecek olursak, ülkemiz adina kilimizi kipirdatmadan oturmamiz gerekir.
Bunu yapamayacagimiza, adaleti olmayan bir toplum oldugumuzu görmezden gelemeyecegimize göre, su sorulara cevap aramaliyiz. Neden Çin, Hindistan, uzak dogu dedigimiz bölgeler hizla kalkinirken, Osmanli bakiyesi olan Cumhuriyetimiz yerlerde sürünüyor? Dünyanin gelismis yirmi ülkesinden biriyiz yalanini bir tarafa birakalim... Bu kadar güzel, bu kadar kaynagi bol, topraklari verimli bir ülkeyi çöpe atsaniz, yine de dünyanin sayili ülkelerinden biri olacaktir,
--Altin yere düsmekle pul olmaz, diye bosuna denilmemistir.
Yüzlerce uygarlik manasizca mi bu topraklarda hayat buldu, bosuna mi adlarindan söz ettirdiler? Ne durumda oldugumuzu anlamak için Afrika'nin herhangi bir ülkesine degil, elbette Çin'e, Ingiltere'ye, Avrupa'ya, Amerika'ya, bilim üretip yeni teknolojilerin satisini yapanlara bakacagiz... Elbette,
--Onlar nelerle ugrasiyor, biz neler yapiyoruz? diye sormak durumundayiz.
Rusya da diktatörlüge teslim oldu denebilir. Fakat ayni sey, Cumhuriyetimizi kuran Atatürk için de söyleniyor. Diktatörleri de ikiye ayirmak gerekir. Ülkesini kalkindirmak için baski uygulayanlarla, satmaya çalisanlarin baskisini ayni kefeye koymamali. Bugün ülkemizi kalkindiranlarin degil, parsel parsel satanlarin yönetimi altinda yasiyoruz... bunu da yeri gelmisken bir kez daha belirtmis olayim.


Dieser Download kann aus rechtlichen Gründen nur mit Rechnungsadresse in A, B, CY, CZ, D, DK, EW, E, FIN, F, GR, H, IRL, I, LT, L, LR, M, NL, PL, P, R, S, SLO, SK ausgeliefert werden.

Autorenporträt
Rehber ögretmen Yusuf Solmaz, Ankara Üniversitesi Egitim Bilimleri Fakültesi, Egitimde Psikolojik Hizmetler Bölümü mezunu. Okullarda psikolojik danisman olarak görev yapti. Solmaz, 1963 yilinda Türkiye'de dogdu. Ilkokul ve liseyi Yozgat'ta tamamladi. Üniversite egitimine 1983 yilinda Ankara'da Egitim Bilimleri Fakültesi'nde basladi. Fakültenin, önceki adi Egitimde Psikolojik Hizmetler (EPH), simdiki adi Psikolojik Danisman ve Rehberlik (PDR) olan bölümünden mezun oldu. Ülkenin degisik yerlerinde okul psikolojik danismani olarak görev yapti. Ilkokul, ortaokul, lise, anaokulu, rehberlik arastirma merkezi gibi kurumlarda, otuz yila yakin okul psikologu olarak çalisti.
Askerligini, ögretmensizlik nedeniyle açilamayan bir okulda, adi terörle anilan, çok sayida ögretmenin ve sivilin terör kurbani oldugu bir bölgede, asker ögretmen olarak yapti. Küçük bir mezrada, birlestirilmis bir sinifta Türkçe bilmeyen ögrencilere, bir yil kadar, okuma yazma egitimi verdi.
Bir grup arkadasiyla, ögretmenlerin mesleki sorunlarini ele alan, demokratik ve laik egitimi savunan bir derginin çikarilmasinda, basilmasinda, dagitilmasinda, yasatilmasinda gönüllü olarak görev aldi. Yeni kurulan egitim sendikasina kaydini yaptirdiginda, ögretmenlerin sendikalara üye olmasi yasakti. Darbeci generaller, egitimcilerin, akademisyenlerin, memurlarin sendika üyesi olmasini istemiyordu. Yusuf Solmaz, buna benzer anti demokratik yasalara karsi çikti. Meslek hayati boyunca darba hukukunu degistirmeyen, bu hukuk üzerinden ülke yöneten iktidarlari protesto eden eylemlere katildi.
Kimi dergi ve gazetelerde yayimlanan yazilarindan dolayi adi defalarca sorusturmalara konu oldu. Birçok kez düsüncelerinden, mesleki çalismalarindan ve sendikal faaliyetlerinden, katildigi eylemlerden dolayi kurum amirleri tarafindan disiplin cezasi ile cezalandirildi. Is hayatinin önemli bir kismi bu cezalari iptal ettirmeye çalismakla geçti. Görev yaptigi okullarin çogunda yöneticilerin sistematik yildirma girisimlerine maruz kaldi.
Yüksek lisans yapmaya hak kazaninca tekrar Ankara'ya döndü. Mastir çalismalarini, üniversitenin Güzel Sanatlar Egitimi alaninda sürdürdü. Farkli üniversitelerden sanat egitimi, sanat elestirisi, sanat psikolojisi, sanat tarihi, sanat ve yaraticilik, sanat ve insan, sanat ve varolus psikolojisi üzerine dersler aldi.
Escinsel egilimleri oldugu ileri sürülen ünlü yazar Sait Faik'in hayatini tez konusu olarak inceledi. Bu çalisma, tez danismaninin escinselik konusuna...