Bugün hayatimin en mutlu günü...
En parlak günler saganak yagmurlar dindikten, en bereketli yazlar siddetli kislar geçtikten, en mutlu ve tatli zamanlar da çileler çekildikten sonra yasanir.
Su mutlulugumu ve sebebini size anlatmaya baslamadan önce, Almanya'nin Siegen kentine niçin ve nasil geldigimi açiklamam gerekiyor.
Türkiye'de Aralik 2013 senesinde baslayan ve kademe kademe artan bir sancili dönem olmustu. Devlet kurumlari ve kurumlarin basinda bulunan bir kisim bürokrat ve politikacinin hirsizlik, rüsvet ve kirli çikar iliskileri ortaya çikmis, bu skandal ülke temelden sarsmisti. 2016 senesinin 15 Temmuz'undaki askeri darbe girisimi de yolsuzluk olayinin üzerine tüy dikmisti.
Bu olaylar gerekçe yapilarak yüzbinlerin, hatta milyonlarin yasami korkunç bir sekilde mahvedildi.
Ben de yasami sarsilanlardanim. Takatimin fevkinde sikintilar yasadim. Basima gelenler öyle bir asamaya geldi ki altindan asla kalkamam sanmistim. Neyse ki bu sikintilarin olumsuz psikolojisini daha büyük sikintilar sayesinde astim. Evet! Bir çeliskili durum gibi ama gerçek bu! Benim için mutlulugun ve sevincin vesileleri yalniz güzel anlar, müspet hadiseler degildir. Olumsuzluklarin üstesinden gelince de sevinir ve mutlu olurum. Su yasima kadar en çok bu sekilde mutlu oldugumu söyleyebilirim.
15 Temmuz, askerin sivil hükümete karsi bir kalkisma oyunuydu. 16 Temmuz'dan sonra hükümetin çikardigi yasalar, aldigi kararlar ile bizlerin tepesine indirdigi yumrugu gerçek bir darbeydi. Son derece sert ve acimasiz bir darbe... Hâkim ve savcilardan baslamak üzere, akademisyen, doktor, hemsire, kâtip, mühendis, polis ve askerine kadar devlet kurumlarinin yetismis, karakterli ve ahlakli memurlarinin hepsini tasfiye edip hapse koyarak bir kiyim yaptilar.
Ben, o güne kadar ülke gençlerine egitim veren örnek bir kisiyken, suçlu oldum, derdest edildim. Basima gelen bu hadise beni ziyadesiyle sarsmisti. Belime inen daha baska darbeler, basima gelen baska belalar olmasa bu sarsintinin etkisi bende uzun zaman kalacakti. 1 Eylül 2016 tarihinde çikarilan 672 Sayili Kanun Hükmünde Kararname ile Yüzüncü Yil Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi'ndeki ögretim görevlisi vazifemden oldum. Bir yargilama yapilmadan, bir mahkeme karari olmadan yalnizca bir KHK ile terörist yaftasi vurdular bana.
En parlak günler saganak yagmurlar dindikten, en bereketli yazlar siddetli kislar geçtikten, en mutlu ve tatli zamanlar da çileler çekildikten sonra yasanir.
Su mutlulugumu ve sebebini size anlatmaya baslamadan önce, Almanya'nin Siegen kentine niçin ve nasil geldigimi açiklamam gerekiyor.
Türkiye'de Aralik 2013 senesinde baslayan ve kademe kademe artan bir sancili dönem olmustu. Devlet kurumlari ve kurumlarin basinda bulunan bir kisim bürokrat ve politikacinin hirsizlik, rüsvet ve kirli çikar iliskileri ortaya çikmis, bu skandal ülke temelden sarsmisti. 2016 senesinin 15 Temmuz'undaki askeri darbe girisimi de yolsuzluk olayinin üzerine tüy dikmisti.
Bu olaylar gerekçe yapilarak yüzbinlerin, hatta milyonlarin yasami korkunç bir sekilde mahvedildi.
Ben de yasami sarsilanlardanim. Takatimin fevkinde sikintilar yasadim. Basima gelenler öyle bir asamaya geldi ki altindan asla kalkamam sanmistim. Neyse ki bu sikintilarin olumsuz psikolojisini daha büyük sikintilar sayesinde astim. Evet! Bir çeliskili durum gibi ama gerçek bu! Benim için mutlulugun ve sevincin vesileleri yalniz güzel anlar, müspet hadiseler degildir. Olumsuzluklarin üstesinden gelince de sevinir ve mutlu olurum. Su yasima kadar en çok bu sekilde mutlu oldugumu söyleyebilirim.
15 Temmuz, askerin sivil hükümete karsi bir kalkisma oyunuydu. 16 Temmuz'dan sonra hükümetin çikardigi yasalar, aldigi kararlar ile bizlerin tepesine indirdigi yumrugu gerçek bir darbeydi. Son derece sert ve acimasiz bir darbe... Hâkim ve savcilardan baslamak üzere, akademisyen, doktor, hemsire, kâtip, mühendis, polis ve askerine kadar devlet kurumlarinin yetismis, karakterli ve ahlakli memurlarinin hepsini tasfiye edip hapse koyarak bir kiyim yaptilar.
Ben, o güne kadar ülke gençlerine egitim veren örnek bir kisiyken, suçlu oldum, derdest edildim. Basima gelen bu hadise beni ziyadesiyle sarsmisti. Belime inen daha baska darbeler, basima gelen baska belalar olmasa bu sarsintinin etkisi bende uzun zaman kalacakti. 1 Eylül 2016 tarihinde çikarilan 672 Sayili Kanun Hükmünde Kararname ile Yüzüncü Yil Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi'ndeki ögretim görevlisi vazifemden oldum. Bir yargilama yapilmadan, bir mahkeme karari olmadan yalnizca bir KHK ile terörist yaftasi vurdular bana.
Dieser Download kann aus rechtlichen Gründen nur mit Rechnungsadresse in A, B, CY, CZ, D, DK, EW, E, FIN, F, GR, H, IRL, I, LT, L, LR, M, NL, PL, P, R, S, SLO, SK ausgeliefert werden.