Ahmet Oguz

Ha Babam Ha! (eBook, ePUB)

• Format: ePub

Produktbeschreibung

21. yüzyil bohemliginin gemi aziya aldigi böylesi zamanlarda, naifligin ve maddenin ötesinde de bir seyler var, demenin en mühim mecrasidir siir. Bunun için siirler hep var olmali, ilhamlarin elvani arasinda siir hep yasamali... Yeni kusaklara siirin varligindan ve güzelliklerinden bahsetmeli, onlari siirin gönül incelten iklimine tesvik etmeli... Siir bir yönüyle, kainatin akustigine seranadin baskaca bir ünvani da sayilabilir. Bu bakimdan sair, kainattan süzülüp gelen o rengarenk, o esrarli isik dalgalarina durulardan duru bir ayna, ruhunun derinliklerinden idrakine, oradan da kaleminin ucuna sizan seyler de gönüllerimizi ve dünyayi aydinlatan birer arayis akisleridir. Ahmet Oguz'un siirlerini ilk elden okuma firsatlari buldum; paylasma teveccühünde bulundular diyeyim. Sairin çalisma atölyesi olur muydu? Evet, vardi. Siir mana olarak gelirdi ama, üzerinde çalisma bazen günler, bazen haftalar, bazan da yillar alirdi. Bu üç sairle birlikte sunlarin idrakine vardigimi söyleyebilirim: • Sair naiftir. • Sair dertlidir. • Sair esya ve hadiselere karsi bilinçli farkindalik sahibidir. • Sairin iç dünyasi dis dünyasindan daha renkli ve engindir. • Sair yalnizdir. • Sair, aleladelige ve sigliga baskaldiran bir âsidir. Ahmet Bey'le tanisikligimiz yillara bâligdir. Evvelen de siirlerini paylasirdi fakat tahsiline Medrese-i Yusufiye'de devam ederken yolladigi siirler benim için müstesnaydi. O siirler bambaska bir aleme yelken açmaya azm-i râh etmis sevdali gönlün iniltilerine sahitlik ediyordu. Siirleri bana ulastiginda, manaya açik oldugumu düsündügüm anlari kollar, kahve içecegim mekanda en büyügünden simsiyah kahvemi söyler ve Ahmet Bey'in ilmek ilmek örülmüs dantela sanatina hayretle okumalar yapardim. Zevk ve rengiyle tipatip bana uyan ve sahiplenmek istedigim siirlerinin yaninda, kalbin derinliklerindeki lahutilige yelken açip, okuyani zorlayan siirlerine de sahit oldum. Ahmet bey, tematik olarak tekdüze bir sair degil; tipki, son on yilda yasadigi akil almaz seyler gibi... Ahmet Oguz'un, hecelere çok saygili oldugu, uyaklarla bir ahenk yakaladigi ayni anda, içindeki firtinaya hakim olamayip ölçüsüz siirlerin akintisina kendini kaptirarak bir anda okuru farkli haz ve his iklimlerinde seyahat ettirdigi pek çok siirinde gözlemlenen ayri bir hususiyettir. Naçizane tavsiyem, manaya açik oldugunuzu düsündügünüz bir zaman ve mekânda, kitabi elinize alin ve sadik içeceginizle birlikte uzun ve renkli bir yolculuga çikmaya hazir olun. Hani siir gibi bir hayat derler ya; bu siirler bir hayat gibi... Hasan Safyürek

---

Dieser Download kann aus rechtlichen Gründen nur mit Rechnungsadresse in A, B, CY, CZ, D, DK, EW, E, FIN, F, GR, H, IRL, I, LT, L, LR, M, NL, PL, P, R, S, SLO, SK ausgeliefert werden.

Produktdetails

• Verlag: crabspublishing
• Erscheinungstermin: 26. Mai 2024
• Türkisch
• ISBN-13: 9798215992142
• Artikelnr.: 72337532

Autorenporträt

1973 yilinda Hatay'da dünyaya gelen Ahmet Oguz, ortaögrenimini Yayladagi'nda, üniversite egitimini de 1995 yilinda Çanakkale 18 Mart Üniversitesinde tamamladiktan sonra 2014 senesine kadar Türkmenistan'da Türkçe Ögretmenliginin yani sira çesitli egitim faaliyetlerinde bulundu. 2014 senesinde Antalya'ya yerlesen sair, 2016 yilinin bir Eylül sabahi, 'Terör Örgütüne Üye Olmak!' iddiasiyla tutuklanarak cezaevine kondu. Ahmet Oguz'un bütün siirleri, hayatinin dört sene, sekiz ayini geçirdigi bu cezaevi yillarinda kaleme alinmistir.
Aydinlik ve karanlik, yalnizlik ve hasret, tutsaklik ve umut, özgürlük ve zulüm gibi temalar Oguz'un siirlerinde yer yer yogun bir lirizm, yer yer de saglam bir alegoriyle islenmistir. Hapishane hayatinin firtinali hislerini duygusal bir üslup ve coskuyla misralarina tasiyan sair, sevgisi gibi öfkesini ve kirginliklarini da yalin ve çiplak bir dille haykirdi. Ahmet Oguz'un pek çok siiri, sevdiklerini saygili ve gül gibi narin sözcüklerle yücelttigi, öfke duyduklariniysa kirbaç gibi ifadelerle adeta dövdügü zehir zemberek dizelerle dolu. Denebilir ki Ahmet Oguz, siirini yasadiklarindan, yüreginden, kanindan ve ruhunun derinliklerinden bir altin isçiligi hassasiyetiyle süzerek insa etmistir.