Hazreti Ömer'in Kudüs'e girisi, huzurun kalici olmasi anlamina geliyordu. Islam'in hâkimiyeti Filistin'de farkli inançlarin bir arada yasayabilecegi bir çagin baslangici oldu. Filistin tarihindeki en büyük dönüs noktasi 637 yilinda bu bölgenin Islam ordusu tarafindan kan akmadan fethedilmesiydi.
Asirlardir savaslara sürgünlere, yagma ve katliamlara sahne olan, farkli inançlar arasindaki sik el degistirmelere ve yagmalara sahne olan bu sehirde artik savasin yerini baris ve huzur aliyordu. Islam'in hâkimiyeti Filistin de farkli inançlarin baris içinde bir arada yasayabilecegi bir çagin baslangici olmustur.
Hazreti Ömer'in Kudüs'e girisinin ardindan yasanacak olan bu güzel dönemin habercisiydi. Fakat bu durum, Haçli Seferlerinin baslangiç tarihine kadar anacak devam edebilmistir.
Haçli Savaslariyla birlikte artik, Islam aydinlik günesi sönmeye baslayacak ve Islam dini gerilemeye baslayacakti. Kisacasi Hazreti Ömer zamaninda Hz. Muhammed ve Kur-an Ahlakiyla birlikte Kudüs'e tam bir medeniyet gelmisti. Bu öyle bir güzel durumdu ki, Filistin'de Müslümanlarin, Yahudilerin, Hiristiyanlarin asirlar boyu baris içinde yasamalarini saglanmistir.
Ne enteresandir ki, Müslümanlar bu kadar gelisme göstermelerine ragmen kimseyi zorla Islamlastirmaya çalismamislardir. Ancak Islam'i hak din olarak gören, begenen bazi Yahudi ve Hiristiyanlar kendi rizalariyla Islam'i seçmislerdir.
Filistin`deki baris ve huzur Müslümanlar bölgeye hâkim oldugu surece devam etmistir. Bu da gösteriyor ki, Kur-an Ahlakina uygun yasandiginda, dünyada adaletin ve hosgörünün Müslümanlikla birlikte saglanabilecegine dair güzel bir isaret olmustur.
Daha önce yüzyillarca yagmalara sahne olan Kudüs sehrinde Müslümanlikla birlikte baris hâkim olmustur. Onuncu yüz yilda Araplarin uygarligi gelisse de, siyasi açidan sagliksiz gelismeler, gerileme dönemine kadar düsmüstür.
Görüldügü gibi, dört halife zamaninda hurma dallari üzerine yatan, ellerindekini "Infak edip, Zekâta veren" Halifelerin yerini, artik nefsine düskün yeni nesil kibirli, bencil Halifeler almistir. Bu halifelerin egolari ve kibirleri hudutsuzdu. Dut gibi sarhos bir halde, yattigi yerden hiç kalkmayan, saraydan disariya hiç adimini atmayan, ülkeyi keyfi olarak yöneten sultanlara dönüsmüslerdi.
Sultanlarin bu hali, Arap topraklarinin zahmetsizce Bati tarafindan yagmalanmasina vesile olacakti.
Bu tarihlerde Sam'da Arap bir yazar olan Usame, bu halifeler hakkinda çok sey yazacaktir. Yazar Usame, o halifelerdeki o yeni yasam tarzini gördükçe gözleri fal tasi gibi açilmistir. Bu Arap yazar, bir sekilde yazacaklarina ilaveler ekler ve bu halifeleri söyle anlatir;
Artik bu sultanlarin amaçlari, eskilerin yaptigi gibi idarelerindeki bir sehri veya ülkeyi denetimi altina almak için yapilan bir savas hiç degildi. Iktidardaki Halifelerin amaci, sadece umutsuz bir tahtta kalma mücadelesine dönüsmüstü.
Halifelerdeki Islam'a uymayan bu yasantilari, elbette ki, cezasiz kalmayacakti. Nasil davranilmasini bilmeyen yönetici kisiler elbette baskalarini yönetemezdi.
Islam'in hakkini veremeyen bu keyfi ve sarhos yönetimin acisi, simarmis olan Müslüman Arap âleminden fena çikacakti. Bilir misiniz? Allah ululanmayi hiç sevmez! Simarmayacaksiniz... Allah da böylece, Haçli Savaslarini Müslümanlarin basina imtihan sebebi ve bir ceza olarak vermis oldu...
Asirlardir savaslara sürgünlere, yagma ve katliamlara sahne olan, farkli inançlar arasindaki sik el degistirmelere ve yagmalara sahne olan bu sehirde artik savasin yerini baris ve huzur aliyordu. Islam'in hâkimiyeti Filistin de farkli inançlarin baris içinde bir arada yasayabilecegi bir çagin baslangici olmustur.
Hazreti Ömer'in Kudüs'e girisinin ardindan yasanacak olan bu güzel dönemin habercisiydi. Fakat bu durum, Haçli Seferlerinin baslangiç tarihine kadar anacak devam edebilmistir.
Haçli Savaslariyla birlikte artik, Islam aydinlik günesi sönmeye baslayacak ve Islam dini gerilemeye baslayacakti. Kisacasi Hazreti Ömer zamaninda Hz. Muhammed ve Kur-an Ahlakiyla birlikte Kudüs'e tam bir medeniyet gelmisti. Bu öyle bir güzel durumdu ki, Filistin'de Müslümanlarin, Yahudilerin, Hiristiyanlarin asirlar boyu baris içinde yasamalarini saglanmistir.
Ne enteresandir ki, Müslümanlar bu kadar gelisme göstermelerine ragmen kimseyi zorla Islamlastirmaya çalismamislardir. Ancak Islam'i hak din olarak gören, begenen bazi Yahudi ve Hiristiyanlar kendi rizalariyla Islam'i seçmislerdir.
Filistin`deki baris ve huzur Müslümanlar bölgeye hâkim oldugu surece devam etmistir. Bu da gösteriyor ki, Kur-an Ahlakina uygun yasandiginda, dünyada adaletin ve hosgörünün Müslümanlikla birlikte saglanabilecegine dair güzel bir isaret olmustur.
Daha önce yüzyillarca yagmalara sahne olan Kudüs sehrinde Müslümanlikla birlikte baris hâkim olmustur. Onuncu yüz yilda Araplarin uygarligi gelisse de, siyasi açidan sagliksiz gelismeler, gerileme dönemine kadar düsmüstür.
Görüldügü gibi, dört halife zamaninda hurma dallari üzerine yatan, ellerindekini "Infak edip, Zekâta veren" Halifelerin yerini, artik nefsine düskün yeni nesil kibirli, bencil Halifeler almistir. Bu halifelerin egolari ve kibirleri hudutsuzdu. Dut gibi sarhos bir halde, yattigi yerden hiç kalkmayan, saraydan disariya hiç adimini atmayan, ülkeyi keyfi olarak yöneten sultanlara dönüsmüslerdi.
Sultanlarin bu hali, Arap topraklarinin zahmetsizce Bati tarafindan yagmalanmasina vesile olacakti.
Bu tarihlerde Sam'da Arap bir yazar olan Usame, bu halifeler hakkinda çok sey yazacaktir. Yazar Usame, o halifelerdeki o yeni yasam tarzini gördükçe gözleri fal tasi gibi açilmistir. Bu Arap yazar, bir sekilde yazacaklarina ilaveler ekler ve bu halifeleri söyle anlatir;
Artik bu sultanlarin amaçlari, eskilerin yaptigi gibi idarelerindeki bir sehri veya ülkeyi denetimi altina almak için yapilan bir savas hiç degildi. Iktidardaki Halifelerin amaci, sadece umutsuz bir tahtta kalma mücadelesine dönüsmüstü.
Halifelerdeki Islam'a uymayan bu yasantilari, elbette ki, cezasiz kalmayacakti. Nasil davranilmasini bilmeyen yönetici kisiler elbette baskalarini yönetemezdi.
Islam'in hakkini veremeyen bu keyfi ve sarhos yönetimin acisi, simarmis olan Müslüman Arap âleminden fena çikacakti. Bilir misiniz? Allah ululanmayi hiç sevmez! Simarmayacaksiniz... Allah da böylece, Haçli Savaslarini Müslümanlarin basina imtihan sebebi ve bir ceza olarak vermis oldu...
Dieser Download kann aus rechtlichen Gründen nur mit Rechnungsadresse in A, B, BG, CY, CZ, D, DK, EW, E, FIN, F, GR, H, IRL, I, LT, L, LR, M, NL, PL, P, R, S, SLO, SK ausgeliefert werden.