Sabah kavga gürültü sesleriyle gözlerimi araladım. İlk sesleri tanıyamasamda ardından kavga edenlerin Serkan ve Rüzgar olduğunu fark ettim. Anında ayağa fırladım. "Aahhhhh!!" Yanlış oldu yataktan kalkmaya yeltendiğim gibi üstümde ki pikeye dolanıp yere yapıştım. Ya şimdi sabah sabah oldu mu bu? Hı oldu mu yani? Bu nedir abi? Kafam kırıldı sanırım! Pikeyi zorda olsa üstümden attıktan sonra kafamı tutarak ayağa kalktım, odamdan çıkıp salona geçtiğimdeyse Rüzgar kapının önünde dikilmiş Serkan'la konuşuyordu. "Ne bu gürültü sabah sabah yeaa?!" Diye sitem edercesine konuştuğumda Rüzgar arkasını dönüp bana cevap verdi. "Bu karşı komşumuz olan şahıs, sabahın köründe kapımıza dayanınca sinirlerime hakim olamadım!" "Allah Allah! Kızım sen niye sinirleniyosun ki? Sanki senin için geldik buraya!" Diye hemen lafı yapıştırdı tabi Serkan. Durar mı hiç Rüzgar bişey derken?! "Of! Öyle kapıda dikilmeyin bari de içeri geçin konuşalım. Zaten kafamı kırdım sanki feci ağrıyor!" Diyerek kendimi salondaki koltuklardan birine attım ve gözlerimi kapattım, sanki kafamın ağrısı geçecekmiş gibi. Rüzgar ve Serkan da yanımdaki koltuğa oturunca gözlerimi açıp onlara baktım.