Bir sair ögretmenin ilk görev yeri olan Tunceli'de Dogu-Bati, Alevi-Sünni degerlendirmesini yaparken, uzun kis aylarinda insanin içini isitan sicak insan öykülerini, asklarini, mistizmle yogrulmus bu topraklarin masal ile gerçegin iç içe geçtigi olaylari, Siddetin bitmesini istemeyen karanlik odaklarla Yesil'in iliskisini ve dag basinda bir ögretmene yaptiklarini bir kamera teknigi ile 1988-93 Dönemini anlatan bir ani romandir Kar Aydinligi.
Sicak bir somundu gençligim
Eve gelene kadar bitirdigim
Halil Erdem
1
Agaçlarin diplerine renkler üsüsüyordu. Ayvalar misir koçanlari gibi duvarlara, direklere sarisiyla asilmisti. Bag bahçe, ev elek güz kokuyordu. Okul çikislarinda bahçemize girip ekmegime katik ettigim yesil soganin göbek zarina parmak uçlarimi dayayip üfleyerek çikardigim sesler, kus olup uçuyordu.
Evin koltugunda duran asirlik ceviz agacina çikip arkadaslarima basaklama ceviz atarken, ayagimin kayip tek elimle sallanip kalisimi gören arkadasimin anasi, beni kurtarmak yerine, gizlice seyrederken, bahçenin ortasinda misir soyan annemin ceviz yapraklarinin arasinda elbisemdeki alaca renklerin son çirpinislarini görünce, yalinayak kosarak ömür boyunca hiç çikamadigi daldan beni alarak düsüp ölmekten kurtardiginda, babam asagida bekleyip dayakla ilk ve son hayat dersini vermisti bana.
O yilarda yoksulluktan giydirdigi kirmizi puantiyeli kizlara uygun elbisemin renklerini yesil yapraklar arasinda annemin fark etmesine borçluydum yasamimi. Iyi ki annem oglan kiz ayirt etmemis, kirmizilar giydirmisti bana. Yesil yapraklarin arasinda kirmizi kiremitli bir evimiz vardi. Ben o kirmizida dogmustum. Ve o kirmizi benim varlik nedenimdi. En çok kirmiziyi seviyorum ben.
Yetmisli yillarin sonuna dogru çok kitap okuyup sik âsik oldugumuz, hizla degisen düsüncelerimizle dünyayi degistirmeyi amaçladigimiz zamanlarda tatil için vardigim annemin, babamin yasadigi çiftçi evinin ahsap direklerine asilmis çan, boyunduruk kayisi, eyef, kara saban demiri, urgan, kalbur elek gibi bütün alet ve esyalarin rastgele daginik duruslarinin içimde yarattigi huzursuzluktan kilere tek tek tasir, evi bir kiz gibi siler süpürür, tertip düzen vermeye çalisirdim. Bir dahaki tatil dönüsünde o asagi indirdigim esyalarin tek tek çikarilip yerlerine kondugunu görünce, öfkelenip yine geri getirilecegini bildigim halde tekrar asagi indirdigim o esyalarla aslinda babamin hayatimizdan göçebe ömrüyle nasil çikip gittigini düsündüm.
Elma kaklarinin kokusunu takip edip depodan içeri girdigimde annem, kestigi elma dilimini dissiz agzina biçakla götürüp çignemeye basladi. Pazara götürsek ederinin yarisi nakliyeye gideceginden elmalarin çogunu hosaflik kak yapiyordu annem. Geri kalanini da çürüyene kadar konu komsu bola döke yiyorduk; komsu hakki, göz hakkiydi bahçemiz.
HALIL ERDEM
1961 Dirmil-Burdur dogumlu. Gazi Üniversitesi Egitim Fakültesi Sinif Ögretmenligini bitirdi. Türkçe Bölümünde lisans tamamladi.
Kar Aydinligi (Roman) Fam Yayinlari 2014
Dirmil Ömürcüsü (Roman) Fam Yayinlari2006- 2014
Goca Meryem (Roman) Fam Yayinlari 2014
Tokatçi (Çocuk Romani) Kendi Yayini 2013
Teke Yöresi Halk Inançlari (Arastirma - inceleme) Kendi Yayini 2008
Karacaoglan Geleneginde Dirmil Güzellemeleri ve Öyküler (Arastirma inceleme) 2011 Alter Yay.
Gece Mavisinde Ask (Siir) Kendi Yayini 1998
Ve Alisildi Ölüme (Siir ) Temmuz Yayinlari 1990
Kardan Adam (Çocuk siirleri) Kendi Yayini 1998
Isik Avcilari (Çocuk siirleri) Kendi Yayini) 2013
Çöpten Ögrendigim Hayat Çocuk Kitabi 2015
Göl Hikayeleri (Öykü) 2015
Siir ve yazilarini Bahçe, Mavi Umut, Bahar, Çali, Ögretmen Dünyasi, Dirmil, Noktam, Bezuvar, süje, Kar dergilerinde yayinladi. Beykonak Egitim ve Kültür Vakfi Yirce Siir Yarismasinda. Ne-Var Yok siiriyle Birincilik aldi.(2004)
Resim çalismalarini da yürüten Halil ERDEM 3 kisisel, 25 karma resim sergi etkinliginde bulundu.
Sicak bir somundu gençligim
Eve gelene kadar bitirdigim
Halil Erdem
1
Agaçlarin diplerine renkler üsüsüyordu. Ayvalar misir koçanlari gibi duvarlara, direklere sarisiyla asilmisti. Bag bahçe, ev elek güz kokuyordu. Okul çikislarinda bahçemize girip ekmegime katik ettigim yesil soganin göbek zarina parmak uçlarimi dayayip üfleyerek çikardigim sesler, kus olup uçuyordu.
Evin koltugunda duran asirlik ceviz agacina çikip arkadaslarima basaklama ceviz atarken, ayagimin kayip tek elimle sallanip kalisimi gören arkadasimin anasi, beni kurtarmak yerine, gizlice seyrederken, bahçenin ortasinda misir soyan annemin ceviz yapraklarinin arasinda elbisemdeki alaca renklerin son çirpinislarini görünce, yalinayak kosarak ömür boyunca hiç çikamadigi daldan beni alarak düsüp ölmekten kurtardiginda, babam asagida bekleyip dayakla ilk ve son hayat dersini vermisti bana.
O yilarda yoksulluktan giydirdigi kirmizi puantiyeli kizlara uygun elbisemin renklerini yesil yapraklar arasinda annemin fark etmesine borçluydum yasamimi. Iyi ki annem oglan kiz ayirt etmemis, kirmizilar giydirmisti bana. Yesil yapraklarin arasinda kirmizi kiremitli bir evimiz vardi. Ben o kirmizida dogmustum. Ve o kirmizi benim varlik nedenimdi. En çok kirmiziyi seviyorum ben.
Yetmisli yillarin sonuna dogru çok kitap okuyup sik âsik oldugumuz, hizla degisen düsüncelerimizle dünyayi degistirmeyi amaçladigimiz zamanlarda tatil için vardigim annemin, babamin yasadigi çiftçi evinin ahsap direklerine asilmis çan, boyunduruk kayisi, eyef, kara saban demiri, urgan, kalbur elek gibi bütün alet ve esyalarin rastgele daginik duruslarinin içimde yarattigi huzursuzluktan kilere tek tek tasir, evi bir kiz gibi siler süpürür, tertip düzen vermeye çalisirdim. Bir dahaki tatil dönüsünde o asagi indirdigim esyalarin tek tek çikarilip yerlerine kondugunu görünce, öfkelenip yine geri getirilecegini bildigim halde tekrar asagi indirdigim o esyalarla aslinda babamin hayatimizdan göçebe ömrüyle nasil çikip gittigini düsündüm.
Elma kaklarinin kokusunu takip edip depodan içeri girdigimde annem, kestigi elma dilimini dissiz agzina biçakla götürüp çignemeye basladi. Pazara götürsek ederinin yarisi nakliyeye gideceginden elmalarin çogunu hosaflik kak yapiyordu annem. Geri kalanini da çürüyene kadar konu komsu bola döke yiyorduk; komsu hakki, göz hakkiydi bahçemiz.
HALIL ERDEM
1961 Dirmil-Burdur dogumlu. Gazi Üniversitesi Egitim Fakültesi Sinif Ögretmenligini bitirdi. Türkçe Bölümünde lisans tamamladi.
Kar Aydinligi (Roman) Fam Yayinlari 2014
Dirmil Ömürcüsü (Roman) Fam Yayinlari2006- 2014
Goca Meryem (Roman) Fam Yayinlari 2014
Tokatçi (Çocuk Romani) Kendi Yayini 2013
Teke Yöresi Halk Inançlari (Arastirma - inceleme) Kendi Yayini 2008
Karacaoglan Geleneginde Dirmil Güzellemeleri ve Öyküler (Arastirma inceleme) 2011 Alter Yay.
Gece Mavisinde Ask (Siir) Kendi Yayini 1998
Ve Alisildi Ölüme (Siir ) Temmuz Yayinlari 1990
Kardan Adam (Çocuk siirleri) Kendi Yayini 1998
Isik Avcilari (Çocuk siirleri) Kendi Yayini) 2013
Çöpten Ögrendigim Hayat Çocuk Kitabi 2015
Göl Hikayeleri (Öykü) 2015
Siir ve yazilarini Bahçe, Mavi Umut, Bahar, Çali, Ögretmen Dünyasi, Dirmil, Noktam, Bezuvar, süje, Kar dergilerinde yayinladi. Beykonak Egitim ve Kültür Vakfi Yirce Siir Yarismasinda. Ne-Var Yok siiriyle Birincilik aldi.(2004)
Resim çalismalarini da yürüten Halil ERDEM 3 kisisel, 25 karma resim sergi etkinliginde bulundu.
Dieser Download kann aus rechtlichen Gründen nur mit Rechnungsadresse in A, B, BG, CY, CZ, D, DK, EW, E, FIN, F, GR, H, IRL, I, LT, L, LR, M, NL, PL, P, R, S, SLO, SK ausgeliefert werden.