Günümüzde de oldugu gibi asirlar var ki, Müslümanlar, Kur'ân'i, anlamak, düsünmek ve hayatlarina uygulamak için degil de teberrüken (berekete vesîle olsun diye) okumaya, teberrüken ezberlemeye yöneldiler. Kitab-i Mübin'i sadece sevap için terennüm eder oldular. Onu, ölülerin ardindan okunan bir dua kitabi, bir mukâbele kitabi haline getirdiler. Müslümanlar, Kur'ân'i dar kaliplara hapsettiklerindendir ki o yüce kitap, yasayan insanlara hitap etmeyen, güncel problemlere çözüm getirmeyen, sadece kabirdekilere hitap eden bir kitap gibi algilanmaya baslandi.
Gelinen bu noktada günümüz Müslümanlari, Kur'ân'i yeniden hayatin içine sokmadikça, onu bir "hayat rehberi" olarak kabul edip anlamak ve uygulamak için okumaya yönelmedikçe ve hayatlarini Kur'ân'in ölümsüz ilkeleri dogrultusunda yeniden düzenleyip "hayat tarzi" haline getirmedikçe, içinde bulunduklari kaoslardan, bunalim ve sikintilardan kurtulmalari mümkün olmayacaktir.
Kur'ân ehli bir Müslüman, Kur'ân'i diger kitaplari okudugu gibi okumaz. Onu özel ve hususî bir sekilde okur, yani "tilâvet" eder. Yine o, Kur'ân'i kendisine degil de kendisini Kur'ân'a uydurabilmek için Allah adina, O'nun rizasini kazanmak için seytanî vesveselerden Allah'a siginarak, gönlünü her türlü dünyevî ilgi ve alâkadan, beynini de her türlü önyargidan arindirip bütün gönlüyle yalniz Allah'a yönelerek tertemiz bir kalple Kur'ân okur.
Kur'ân'in nasil okunup anlasilacagina dair, geçmisten günümüze pek çok ilim adami nice degerli eserler telif etmislerdir. Bu konuda müstakil eserler yazanlarin yanisira eserlerinde bu konuya bölüm ayiranlar da olmustur.
Biz de bu çalismamizda Kur'ân'in geregi gibi okunmasina, mânâsinin anlasilmasina ve hayata tatbik edilmesine dair hususlari derli toplu bir sekilde ele almayi hedefledik. Bu eser, akademik bir iddia tasimamaktadir. Kitabin esas gayesi okuyucuya; Kur'ân'i nasil okumasi gerektigi konusunda ve daha iyi yararlanma noktasinda pratik, tecrübî bilgiler, yöntem ve tavsiyeler sunmaktir.
Bu çalismada, Kur'ân'siz Müslüman ve Islam Âlemi'nin olamayacagini, ondan istifadenin ancak anlayarak okuyup ögrendigini yasamakla mümkün olabilecegini anlatmaya çalisacagiz. Kur'an'i anlama ve yasama düsüncesi olmadan sirf sevap kazanmak ve onu da ölülere göndermenin; ücret mukabili okuyup sevabini satmanin, böylece Kur'an'i bir ölüler kitabi yapmanin dogru olmadigini söyleyerek bir Müslüman olarak "Emr-i bi'l- ma'ruf nehy-i ani'l- münkeri" (iyiligi emredip, kötülügü yasaklama) görev ve sorumlulugumuzu, bu yolla yerine getirmeye çalisacagiz. Çünkü Müslümanlari, öncelikle Kur'ân'i okumalari, anlamalari ve daha sonra da yasamalari gerektigi konusunda iknâ etmeli, sonra da bunun nasil yapilabilecegi konusunda metotlar göstermeli ve kolaylastirici teklifler getirmeliyiz. Bu çalismamizda bunu yapmaya gayret edecegiz.
Allah'tan dilegimiz: Bizleri, Kur'ân'i hakkiyla okuyan, Rabbimizin sevdigi ve râzi oldugu sekilde anlayan, anladiklarini hayatinda tatbîk eden, daha sonra da muhtaç gönüllere ihlâs ve samîmiyetle anlatan kullarindan eylesin.
Bu çalismanin, Kur'ân'a hizmet yolunda gayret eden bütün Kur'ân sâkirtlerine(talebelerine) faydali olmasini Yüce Mevla'dan niyaz ederim.
Prof. Dr. Davut AYDÜZ
Dieser Download kann aus rechtlichen Gründen nur mit Rechnungsadresse in A, B, CY, CZ, D, DK, EW, E, FIN, F, GR, H, IRL, I, LT, L, LR, M, NL, PL, P, R, S, SLO, SK ausgeliefert werden.