Seminar paper from the year 2007 in the subject Pedagogy - Miscellaneous Topics, grade: 1.3, University of Duisburg-Essen (Turkistik), course: Lesen und Lesedidaktik - Turkistik/Linguistik, language: Turkish, abstract: Okuma bir yazıyı meydana getiren sözcük ve tümcelerin ifade ettiği düşünceleri anlamaktır. Yaşamı anlamlandıran, ona şekil veren ve kişiye farklı konularda farklı görüş açıları sunan önemli bir beceridir. Okuma sadece okul yıllarında öğrenilen bir etkinlik değil, yemek yeme, nefes alma gibi tüm yaşamı etkileyen bir eylemdir. Okuyabilmek günümüz insanının olmazsa olmaz özelliklerinden bir tanesidir. Birey hayatı okuyarak anlar ve anlamlandırır. Bu asırda okumayan bir bireyin ne kendisine ne de etrafındakilere faydalı olması mümkündür. Metni anlamanın iki yolu vardır:Okumak ve dinlemek. Bu iki edim doğru yapıldığı taktirde doğru anlama sağlanmış olacaktır. Bu çalışma kapsamında “okuma” konusu üzerinde durulacaktır. Okumada göz hareketleri, ses organları elbette önemlidir ama daha da önemlisi vurguya, tonlamaya, duraklara dikkat etmek, sözcük gruplarını tanımaktır. Çünkü okumada asıl amaç anlamaktır ve bu sayılan unsurlar da doğru anlamayı sağlayacaktır. Bir metin sesli de sessiz de okunsa sözcük gruplarına, noktalama işaretlerine, duraklara, vurguya dikkat etmeden okunduğu zaman anlaşılmayacaktır. Söyle ki; sessiz okumada bu sayılan unsurlar zihinde yanlış şekillenirse yanlış okuma yapılmış olur ve ortaya yanlış anlam çıkar. Sesli okumada da bunların yanlış seslendirilmesi yine aynı sonucu doğuracaktır. Dolayısıyla ne şekilde okunursa okunsun anlamı yakalayabilmek için “doğru okumak” gerekmektedir. Bu çalışmada ilk olarak okuma becerisi üzerinde durulacak ve ardından da okumanın insan beyninde nasıl gerçekleştiği konusuna açıklık getirilecektir. Ödevin daha sonraki kısmında ise metinlerin sesli ve sessiz okunması konuları ve bu okuma çeşitlerinin farkları üzerinde durulacaktır.