4,99 €
inkl. MwSt.
Sofort per Download lieferbar
  • Format: ePub

Bir zamanlar bos gezmeyi is yapmaktan çok seven üç arkadas varmis. Bugünden yarina geçinmek, gittikleri yerlerin birinden yüz bulsalar, besinden kovulmak canlarina tak demis. Alin teriyle kazanip gönül rahatligiyla yemeyi de gözlerine kestiremezlermis, çünkü elleri ise yatkin degilmis. Bir gün, uzun bir yolculuktan sonra, yüksekçe bir tepede oturup asagidaki ovada yayilan büyük bir sehre garip garip bakarlar, acaba bu bilmedigimiz yerde nasil karsilanacagiz, diye aci aci düsünürlerken, içlerinden birinin aklina yaman bir fikir gelmis, hemen yerinden firlayip: -Gelin benimle beraber, bu sehirde…mehr

Produktbeschreibung
Bir zamanlar bos gezmeyi is yapmaktan çok seven üç arkadas varmis. Bugünden yarina geçinmek, gittikleri yerlerin birinden yüz bulsalar, besinden kovulmak canlarina tak demis. Alin teriyle kazanip gönül rahatligiyla yemeyi de gözlerine kestiremezlermis, çünkü elleri ise yatkin degilmis. Bir gün, uzun bir yolculuktan sonra, yüksekçe bir tepede oturup asagidaki ovada yayilan büyük bir sehre garip garip bakarlar, acaba bu bilmedigimiz yerde nasil karsilanacagiz, diye aci aci düsünürlerken, içlerinden birinin aklina yaman bir fikir gelmis, hemen yerinden firlayip: -Gelin benimle beraber, bu sehirde sirça kösk yapalim; ömrümüzün sonuna kadar bolluk içinde, rahat yasariz!- demis. Ötekiler: -Bu sirça kösk de nedir?- diye sormuslar, beriki: -Durmayin, vakit kaybetmeyelim, yolda anlatirim!- diye onlari pesine takmis, bayirdan asagi kus gibi hizla inmeye baslamislar. Elebasi yolda üç bes sözle arkadaslarina sehire varinca nasil davranacaklarini ögretmis. Indikleri sehir, o memleketin bassehri imis. Bu memlekette bütün millet çalisir, herkes elinden gelen isi yapar, kendi basina buyruk, beyler gibi yasarmis. Tarlalarda, dükkanlarda insanlar ari gibi çalisir, kazanan kazanamayana destek olur, malini lüzumuna göre baskasiyla degisir, kavgasiz dövüssüz, efendisiz usaksiz, ömrünün sonunu bulurmus. Gündelik islerini gördürmek, nizalarini yatistirmak için aralarindan seçtikleri adamlar hemserilerine hizmet etmekten baska sey düsünmez, zorbaligi akillarindan bile geçirmezlermis.

Dieser Download kann aus rechtlichen Gründen nur mit Rechnungsadresse in B, BG, D, DK, EW, FIN, F, GR, IRL, I, HR, LR, LT, L, M, NL, PL, P, R, S, SK, SLO, E, CZ, H, CY, A ausgeliefert werden.

Autorenporträt
Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907 yılında Bulgaristan Gümülcine'de doğdu. Babası Selahattin Ali piyade yüzbaşıydı. Annesi ev hanımıydı. Sabahattin Ali, babasının mesleği icabı birçok yer görmüş, çok seyahat etmiştir. Anadolu'nun çeşitli illerinde eğitimini tamamlamıştır. Sabahattin Ali'nin hayatında annesinin büyük bir rolü vardır. Annesi psikolojik sorunlar yaşayan bir kadındır. 3 kere intihar girişiminde bulunmuştur. Sık sık depresyona girip hastanede tedavi edilmiştir. Hatta Sabahattin Ali, babası Selahattin Ali Bey'in kalp krizi geçirip vefat etmesinin sorumlusu olarak annesinin bitmek bilmeyen rahatsızlıklarını sebep olarak görmüştür. 1927'de Öğretmen okulunu bitirdi ve Yozgat Cumhuriyet Okulu'nda öğretmen oldu. Sabahattin Ali'nin öğretmenlik yaptığı yıllarda Cumhuriyet yeni kurulmuştu. Atatürk, ülkeyi kalkındırmak için eğitimde atılımlar yapıyordu. Yetenekli gençleri yurt dışına göndererek eğitim almalarını sağlıyorlardı. Yurt dışında çeşitli dallarda eğitim gören gençler, eğitimleri bittikten sonra yurda dönüyor ve kendilerini iyi yetişmiş nesiller yaratmak için ülkeye adıyorlardı. Sabahattin Ali de bu gençlerden biriydi. Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak, dil eğitimi almak için Almanya'ya gitti. Orada çok iyi Almanca öğrendi. Hatta o kadar iyiydi ki, Türkiye'ye döndüğünde Almanca öğretmeni olarak göreve başladı. Sabahattin Ali, Almanya'ya gitmeden önce milliyetçi bir görüşe sahipken, Almanya'dan döndükten sonra siyasi görüşü tamamen değişmiştir. Komünist bir görüşe kaymıştır. Almanya'da eğitimdeyken, orada yaşadıklarını "Kürk Mantolu Madonna" kitabında bize o kadar güzel anlatır ki, gerçekle kurgu birbirine girer. Kürk Mantolu Madonna'yı bu gözle okumak lazım. Çünkü romandaki Raif Efendi'nin bir yanı Sabahattin Ali'nin ta kendisidir! Maria Puder isimli roman kahramanı, aslında Sabahattin Ali'nin Almanya'da tanışıp âşık olduğu kadındır. Orada yaşayıp gördüğü şeyleri Kürk Mantolu Madonna isimli eserinde bize roman tadında anlatır. Sabahattin Ali, sadece Kürk Mantolu Madonna'dan ibaret bir yazar değildir. Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Değirmen, Kağnı, Ses, Sırça Köşk ve Yeni Dünya'dır. Sabahattin Ali, bazı çeviriler de yapmıştır. Antigone, Fontamara, Minna Von Barnhelm bunlardan bazılarıdır. Ayrıca Sabahattin Ali'nin yazdığı şiirlerden bazıları bestelenmiştir. Dilimizden düşürmediğimiz şarkılardan, Aldırma Gönül, Leylim Ley, Dağlar Dağlar, Ben Yine Sana Vurgunum, Göklerde Kartal Gibiydim onun şiirleridir.