Zoraki EvlilikEvden nasıl çıktığımı bilmiyorum, ne kadar normal birşeymiş gibi söylüyorlardı. "Neşe evleniyorsun." İki kelime gözlerimin buğulanmasına yetmiş, artmıştı bile. Hızla evden çıkıp arabama atladım. Gaza bastıkça bastım durmadım, ağlıyordum. Canım yanıyordu. Sevgili ailem iflas etmesin diye ortak olacakları büyük iş adamı Doğan Balaz'in playboy oğullarıyla evlendiriliyordum. Oğulları hakkında bildiğim tek şey magazin sayfalarının baş köşesinde hergün farklı biriyle olduğuydu. Ben henüz 18 yaşındayken, sadece iflas etmemek adına, gençliğimin baharında bir playboya ömür boyu eş olamazdım. Buna izin veremezdim.. Uzun saatler sonra eve yeniden döndüm kapının önünde şoförüm bekliyordu. "Keşke bana söyleseydiniz, biliyorsunuz babanız araba kullanmanızı istemiyor." Attığım sert bakışlar yeterliydi. Anahtarı verip içeri girdim. Kapıyı yardımcımız açtı, montumu aldı ve "babanız ve anneniz sizi salon da bekliyor Neşe hanım" dedi. Umursamadım odama doğru merdivenlerden çıkmak üzereydim ki babamın sesiyle irkildim. "Neşe!" Bir süre arkamı dönmedim. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. İstemiyordum bunu anlamayacak ne var? Göz yaşlarımı sildim arkamı döndüm. "Ne var?""Benimle düzgün konuş küçük hanım!"Bak gördün mü baba ben daha çok küçüğüm, senin pis işlerine karışamayacak kadar çok."Neşe ! Terbiyeni takın. İstesende istemesende, bu evlilik olacak. O yüzden tavır takınmayı bırak ve olayın akışına bak, üstelik Adnan beyin oğlu...""Sus! Yeter adını duymak istemiyorum o çocuğun. Yazıklar olsun baba. Ben senden diğer kızlar gibi ilgi görmedim ama bilirdim, hep bilirdim beni senin çok sevdiğini. Göstermeyenlerden derdim. Kendimi kandırmışım.."Hızlı adımlarla merdivenlerden çıkıyordum. Bu kez ses annemden geldi."Neşe lütfen in aşağı konuşalım birtanem.."Umursamadım, odama girdim. Kapımı kilitledim, ağladım ağladım deli gibi ağladım, ağladıktan sonra olan muhteşem uyku diye bir gerçek var, uyuyakalmışım..*** Uyandığımda telefonum çalıyordu. Numara gizli. Açmak istemedim önce, ama merak duygularım yine beni dinlemedi."Alo?""Bazen sana çok acıyorum Neşe, durumun oldukça iyi, ailen oldukça yüksek zümreden insanlar.. Ama seni hiç sevmiyorlar. Bu da nesi şimdi de evlendiriyolar mı seni. 4 yıl liseyi başka ülkede okuttukları yetmiyormuş gibi. Hep uzaklaştırıyolar seni kendilerinden şimdide bir evlilik ha? Çok yazık, Allah mutlu etsin mi denir ne denir, bilemedim.."Bana bak sen.."ve bilindik ses -dıt dıt dıt-Lanet olsun evlendirildiğim yetmiyormuş gibi birde ona buna haber mi verilmişti! Telefonu fırlattım, param parça olmuştu. Umrumda değil şuan, artık herşeyin bir sınırı var. Üstümü değiştirdim elimi yüzümü yıkadım, hafif makyajımı yapıp kapıyı açtım, dün geceden kilitli olan kapıyı. Karşımda yardımcımız Selen gözlerini dikmiş bana bakıyordu."Niçin öyle bakıyorsun?""Bunları anneniz gönderdi Neşe Hanım, babanızın isteğiymiş. Giyip saat 15.00 de şu kağıtta yazılı olan adresteki restorana gidecekmişsiniz. Sanırım, şey yani Adnan Beyin oğlu..""Tamam Selen, sen