Mavra, su dolaplarinin Adana dilindeki söylenisidir. 1900lü yillarin basindan Cumhuriyet döneminin ilk yillarina kadar, Adananin eski fotograflarinda mavralari görürüz. Onlarca mavra, yüzyillara meydan okuyan Tasköprünün altindan akip giden Seyhan Nehrinin kiyisinda siralanmistir. O vakitler nehir sularinin akisiyla cark döner, mavra denilen bu su dolaplari sehre su verirdi. Bazen mavralar at veya esek yardimi ile ya da insan gücüyle döndürülürdü. O günlerde sehir suyu olmadigi icin Adana halki tulumba veya nehir suyu kullanirdi. Nehir kenarlarindaki bahceler ve seker kamisi tarlalari mavralarla sulanirdi. Evlerin bahcelerinde kücük bir bahce mavrasi bulunurdu. Bu mavralarla su, kuyulara dökülür, kuyulardan da cekilerek bahcelere verilirdi. Geceleri mavralarin cikardigi gicirti, nehrin etrafindaki mahallelere bazen tatli bir ninni gibi bazen de rahatsiz edercesine bir gürültü ile yayilirdi. Mavranin mil yatagina, bir miktar kömür konularak gicirti cikarmasi, böylece düzenegi kuran kisinin istirahate cekildiginde mavranin dönüp dönmedigini duymasi saglaniyordu. Kulaklari oksayan mavralarin cikardigi bu ses, zaman icinde bir Adana deyimine dönüstü. Bos konusmalara, gevezelik yapmaya, lakirti yapmaya ve yeri geldigi zaman insanlarin olaylari abartarak anlattigi hikaye ve laflara Adana Mavrasi denildi.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.