30 Agustos günü 16 daireli bir apartmanin önünden geciyordum. Baktim Tek balkonda bir kücük bayrak -Zaferi unutmusuz, dedim. Bayramlarin bir resm yönü var. Asker gecer, top, tank gecer. Bir de vatandascasi var. Herkes gönülden coskunluk gösterir. Bu Ikincisini kaybetmisiz. Zaferden bir gün önceki Türkiyeyi hatirliyorum. Yunan ordusu bütün Bati Anadoluda, Bursada, Trakyada. Istanbul hükümeti, yenen devletlerin diktasina boyun egmis. Eger Istanbul barisi olursa, Venizelos Anadolu Rumlari ile Bati Anadolu Türklerini degistirecek. Simdi Izmir, Selanik kadar bir Yunan sehri olacakti. Istanbul milletlerarasi bir nitelikte kalacakti. Coktan bu sehirde azinlikta olacaktik. Bir defa ne carsilarda, ne bankalarda, ne ithalat ihracatta Türkün payi olmayacakti. Doguda Ermenistan kurulmus olacakti. Kapitülasyonlar yürürlükte kalacakti. Anadolu ve Trakya carsilari hiristiyan azinliklarin elinde bulunacakti. Hiristiyan azinliklarin refahi durmadan artacak ve Kürde, Cerkeze, Siiye, Sünniye parcalanan toplumun yoksullugu gittikce cogalacakti. Bu ölüm hükmünden kurtulmanin tek caresi Anadoluda zaferi kazanmakti. Bu zafer de ancak bir taarruzla kazanilabilirdi. Hükümet -Param yok diyordu. Ordunun basinda bulunanlar taarruza karsi idiler. Meclis cogunlugu ortalama bir baris pesinde idi. Iste böyle kara bir günün kapkara bulutlari icinden bir simsek cakti. Mustafa Kemal ordunun basina gecti. Bir vurusta o sarsilmaz sanilan Yunan cephesini yikti. Bugünkü Türkiye ve Türklük yüzde yüz o günkü zaferin eseridir.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.