Hacli seferleri neydi ve nelere yol acmisti gibi sorular her zaman kafamizi mesgul eder. Cünkü bazen anlamli bazen de anlamsiz olan pek cok olguyu icinde barindir. Genel olarak Hacli seferlerinin en büyük motivasyon kaynagi, Dogu topraklarinda basari elde edebilmekti. Tam da bu noktada Akkanin fethi, bazi Hristiyanlar icin bir son degil, aslinda yeni bir baslangic olarak görülüyordu. Bu amacla cesitli Hacli seferi projeleri tasarlanmaya baslanmisti. Kutsal Topraklari kurtarma fikrinden yola cikan ve cabalayan son hevesli temsilcilerden biri de Philippe de Mézires olup bu ideali icin son bir girisimde bulunmaya karar vermisti. Ama bütün cabalari bosunaydi. Cünkü Hacli ruhu, artik bireysel bir hale bürünmüstü ve cogu Hristiyan icin kisisel cikarlarinin önünde olmayip önemini yitirmeye baslamisti. Bu, onun ya gec anladigi ya da hic kavrayamadigi bir gercekti. Cünkü bir rüyanin pesine düsmüstü. Burada kesin olan ise büyük rüyasinin gerceklesmeyecek olmasiydi. Iste hem farkli hem de gercekci bir bakis acisiyla Murat Caylinin kaleminden Philippe de Méziresin rüyasi ve Orta Cag dünyasindaki etkisi... Prof. Dr. Pinar ÜLGEN
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.