Gunumuzde yalan, artan oranda ampirik gercekligin yerini aliyor. Uydurma haberler gercek diye önumuze konuldukca, bunlardan yola cikilarak olusturulan fikirler hukumet politikalarina dönusuyor. Bugun hakikat ötesi hakkinda konusulanlarin siyasi ve dusunsel kökeni fasist yalanlarin tarihinde yatiyor. Bunu her daim hatirlamaliyiz. Halkin bir bölumunun özgurlugu ve refahinin diger bir bölumunun mutsuzluguna ve yoksunluguna endekslenmesi, icinde bulundugumuz siyasi manzarada ilk göze carpan motif olmaya basladi. Bu motifin dogallasmasinin yolunun yalanin kamu felsefesi olmasindan gectigini dusunmek icin elimizde pek cok neden var. Federico Finchelstein Fasist Yalanlarin Kisa Tarihinde gunumuzdeki otoriterlesme ve fasistlesme egilimini anlamaya calisirken, hem Hitler ve Mussolininin siradan yalanlar olarak görulemeyecek mitsel yalanlarina dair tarihsel ve felsefi bir okumaya girisiyor hem de yalaninin bir hukmetme ve zulmetme araci olarak bugunun otoriter populist liderleri tarafindan nasil devralindiginin izini suruyor. Finchelstein fasist ve mitsel yalanlara karsi tarihi savunarak direnmenin önemi uzerine dusunmeye cagiriyor bizi.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.