Hammurabi saltanati M.Ö. 1792-1750, günümüzde en az gelismis bölgelerden biri olarak görülse de bir zamanlar dünyanin en ileri toplumlarina ev sahipligi yapan Mezopotamyanin gelmis gecmis en büyük sahsiyetlerinden biridir. Güclü Elamin uzaktan gözetimi altinda birbiriyle sürekli cekisen irili ufakli onlarca Mezopotamya sehir devletinden biri olan Babilin krali olduktan sonra uzun bir süre kendisi de bu iktidar savasi icinde yer almistir. Ancak zamanla idareci olarak sergiledigi adil yönetim, diplomat olarak izledigi akilli strateji ve savasci olarak gösterdigi basarilarin etkisiyle Basra Körfezinden kuzeye dogru Mezopotamyanin büyük bir kismini ele gecirip tek devlet catisi altinda birlestirmis, böylece bölgesinde sehir devletinden teritoryal devlete gecisin öncüsü olmustur. Fakat onu bugünlere tasiyan asil basarisi savasciligi degil, yaklasik 300 yasadan olusan ve kendisinden önce kanun derlemeleri yapan hükümdarlardan farkli olarak ülkesinin cesitli yerlerine diktirdigi dikilitaslarla kamuya ilan ettigi Hammurabi Kanunlaridir. Kanunlarinin temel mantiginin coktandir terk edilmis olan göze göz, dise dis yaklasimi olmasi, onun kendini adil bir kral olarak görmesini ve adaleti hükümdarliginin asli unsurlarindan biri olarak kabul etmesini engellememektedir. Hammurabinin ayni zamanda bu algiyi halkina ve sonraki nesillere basariyla aktardigi da ortadadir. Gerek bu acidan, gerekse eldeki bilgi ve malzeme acisindan Hammurabi, yazarin sözleriyle, belki de biyografisi yazilabilecek ilk insanogludur.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.