20,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Has-Bagcede Ays u Tarab Nedmler, Sarler, Mutrbler Osmanli sarayinda padisahlarin has-bagcede gecirdigi hos vakitleri ve bu adetin Islam öncesi Iran imparatorlugundan Emev, Abbas ve Timur saraylarina uzanan köklü gelenegini, o dönemlerde yazilmis degerli kaynaklardan derleyerek sunan bir calisma. Padisah isret meclisi adiyla anilan bu eglencelere yakin adamlari olan nedimlerle birlikte katilir; siir, musik, ve raks sanatlarinin en seckin örnekleri esliginde eglenirdi. Bu meclisler, hükümdarin ve imparatorluktaki seckin siniflarin zevklerini ve yasam tarzlarini hem yansitir, hem yeniden…mehr

Produktbeschreibung
Has-Bagcede Ays u Tarab Nedmler, Sarler, Mutrbler Osmanli sarayinda padisahlarin has-bagcede gecirdigi hos vakitleri ve bu adetin Islam öncesi Iran imparatorlugundan Emev, Abbas ve Timur saraylarina uzanan köklü gelenegini, o dönemlerde yazilmis degerli kaynaklardan derleyerek sunan bir calisma. Padisah isret meclisi adiyla anilan bu eglencelere yakin adamlari olan nedimlerle birlikte katilir; siir, musik, ve raks sanatlarinin en seckin örnekleri esliginde eglenirdi. Bu meclisler, hükümdarin ve imparatorluktaki seckin siniflarin zevklerini ve yasam tarzlarini hem yansitir, hem yeniden bicimlendirirdi. Cicek bahceleri, havuzlar, fiskiyeler, su kanallari, nahiller, buhurdanlar arasinda, genc saklerin icki sundugu bir mecliste siir okuyan, saz calan, sarki söyleyen usta sanatkarlar esliginde sürülen zevk u safa, tüm Ortadogu saraylarinda vazgecilmez bir gelenekti. Emev ve Abbas dönemlerinden beri bu meclisler levazim-i saltanat yani hükümdarligin vazgecilmez bir adeti olarak kabul edilirdi. Avrupa saraylarinda da bu gelenegin karsiligi olan regalia, yani olaganüstü ziyafetler ve eglenceler, hükümdarligin gerekleri arasinda sayilmistir. Doguda olsun, Batida olsun saray kültürü halk kültüründen her zaman farkli olmus ve bu farklilik isret meclisi gelenegine ve gösterilen tepkilere de yansimistir. Bir yandan lalalar üzerinden sehzadelere, diger yandan saknameler ve kabusnameler yoluyla üst sinif mensuplarina en ince ayrintisiyla aktarilan bu gelenegin muhalifleri de fütüvvetnameler ile kendini ifade ederdi. Halk icin yazilmis ahlak kitaplari olan fütüvvetnamelerde dinin emirlerine karsi hareketler daima kötülenmis, sarap baslica günah sayilmistir. Ne var ki, saknameler ve kabusnameler dini kurallara aykiri sayilan unsurlari Islamiyet ile bagdastirmayi bir ödev saymistir bu eserlerde isret meclislerinin daima Tanri ve Peygambere dua ile basladigi ve tövbe ile son buldugu hep vurgulanir. Zira insan zayiftir, günah isler, sonunda Gaffarul-zünb -günahlari affedici olan- rabbine siginir. Osmanli sosyal-kültürel tarihine bir katki olarak hazirlanan bu eser, sarayin ve ona bagli zarfler denilen yüksek sinifin kendine has geleneksel kültürü ile yasaminin az bilinen bir yanina isik tutmaya calisiyor.