Fukuyamanin tarihin sonunu ilan etmesinin üzerinden henüz on yil bile gecmeden kapitalizm karsitlari, Baska bir dünya mümkün diyerek ayaga kalkti. Isgal et eylemleri, Biz 99uz diyen kitleler, Tahrir, Gezi ve daha nicesi tarihin sonu tartismalarini sona erdirirken solu da canlandirdi. Bu türden slogan ve eylemlerin hic de ütopik kuruntular olmadigini; kapitalizmin, tipki kendinden önceki köleci ve feodal üretim tarzlari gibi tarihsel bir üretim tarzi oldugunu ve zamanla tarih sahnesinden cekilebilecegini gösteren isimlerin basinda bizzat Marx gelir. Onun ardindan Marksist tarihci ve düsünürler, yeni siyasal ve toplumsal gelismeleri de degerlendirerek, bu tarihsel bakis acisini sürdürdüler. Marksist tarih kuraminin güclü, geliskin ve hayat dolu oldugunu savunan Paul Blackledge de bu isimlerden biri. Kitabina, geleneksel tarihcilerin ampirizmi ve postmodernistlerin rölativizmi karsisinda, tarihin incelenmesine yönelik Marksist yaklasimi savunarak basliyor. Daha sonra, Marx ile Engelsin ölümlerini izleyen yarim yüzyil boyunca Lenin, Trocki, Lukcs gibi teorisyenlerin ürettigi calismalari inceleyerek 1950lerdeki Büyük Britanya Komünist Partisi Tarihciler Grubuna kadar uzaniyor. Köleci, feodal ve Asya Tipi Üretim Tarzi da dahil olmak üzere farkli üretim tarzlarinin icerigine ve aralarindaki gecislere dair tartismalara da giren yazar, tarihin hareketinde yapi ve öznenin etkinligi sorununa dair daha yakin tarihli Sartre ile Althusser arasinda gecen tartismalari da ele aliyor. Kitabin son bölümlerinde, günümüzde postmodern konjonktürün dönemlestirilmesi konusunda gelistirilen birbirinden farkli Marksist yaklasimlari inceleyen Blackledge, bu önemli tartismalarin siyasal uzanimlarini da ortaya koyuyor. Tarihcilerin, kültür, toplum ve siyaset kurami arastirmacilarinin, kapitalizm karsitlarinin ve tarih meraklilarinin ilgi ve merakla okuyacagi bir kitap.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.