27,99 €
inkl. MwSt.
Versandkostenfrei*
Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Bu olaganüstü dönemde... tümcesi, Türkiye siyasetinin en cok kullanilan kaliplarindan biri, belki birincisidir. Gercekten Türkiye Cumhuriyeti tarihi, bir anlamda olaganüstü olaylar ve dönemler tarihidir. Bu kitap Türkiyenin son yarim yüzyilinin basinda böyle bir döneme, 1971-1982 arasinda yasananlara isik tutmayi amacliyor. Bu -yaklasik- on yil, 12 Mart 1971 Muhtirasiyla baslayan, 12 Eylül 1980 Darbesine uzanan, nihayet 1982 Anayasasiyla süreklilik kazanan gercekten olaganüstü bir dönem. ... 12 Mart 1971 Muhtirasi anayasanin öngördügü reformlarin gerceklestirilmesinden söz ediyordu; oysa bu…mehr

Produktbeschreibung
Bu olaganüstü dönemde... tümcesi, Türkiye siyasetinin en cok kullanilan kaliplarindan biri, belki birincisidir. Gercekten Türkiye Cumhuriyeti tarihi, bir anlamda olaganüstü olaylar ve dönemler tarihidir. Bu kitap Türkiyenin son yarim yüzyilinin basinda böyle bir döneme, 1971-1982 arasinda yasananlara isik tutmayi amacliyor. Bu -yaklasik- on yil, 12 Mart 1971 Muhtirasiyla baslayan, 12 Eylül 1980 Darbesine uzanan, nihayet 1982 Anayasasiyla süreklilik kazanan gercekten olaganüstü bir dönem. ... 12 Mart 1971 Muhtirasi anayasanin öngördügü reformlarin gerceklestirilmesinden söz ediyordu; oysa bu alanda hemen hic adim atilamadi. Tam tersine, rejim otoriterlesti; hak ve özgürlüklere kisitlamalar getirildi. 12 Eylül 1980 darbesi ise, binlerce insanin canina kiyildigi tuzaklarin acimasiz ortaminda anayasayi bütünüyle yürürlükten kaldirdi. Cuntanin keyfince olusturulan Danisma Meclisi, son seklini 5 generalin verdigi yeni bir anayasa hazirladi. Özgürlükleri ve örgütlenmeyi devlet icin tehlikeli sayan yeni metin, karsi görüslerin yasakli oldugu bir kampanya sonunda ezici cogunlukla kabul edildi. Böylece, 12 Mart 1971de cikilan yolun sonuna gelinmis oldu; ülke, yöntemi, felsefesi, dili, icerigi 1961in cok gerisinde yeni bir hukukla yönetilmeye baslandi. 20. yüzyilin son ceyreginde yürürlüge giren bu metin, sürec icinde bazi degisikliklere ugradi. Ancak Türkiye siyaseti, evrensel demokrasi ilkelerine uygun, cogulcu, katilimci, bütünüyle yeni bir toplumsal sözlesme yapmayi basaramadi. Siyasetin onyillardir süregelen bir vahim ihmali, Türkiyeyi, 21. Yüzyilin ilk ceyreginde daha da geriye dönük arayislar ve buyrugu hukuk sanan otokratik anlayislarla yüz yüze getirdi...