20,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Willermusun kronigi, Haclilari Hacli bakis acisiyla incelemek ve Dogu-Bati kutuplasmasinin tarih ve siyas kökenlerini anlamak isteyenler icin essiz bir firsat sunuyor. Eser, 1. Hacli Seferi öncesindeki olaylar hakkinda verilen bilgilerle basliyor ve Hacin Bizans Imparatoru Heraklius tarafindan 7. yüzyilin baslarinda Sasanilerden geri alinisina kadarki eski dönemlere temas ediyor. Daha sonra Haclilarin doguda ele gecirdikleri topraklarin zenginliklerinin anlatimi ile devam eden kronik, vermis oldugu ayrintili bilgilerle yazildigi tarihler arasindaki olaylarin incelenmesinde tarihciler icin…mehr

Produktbeschreibung
Willermusun kronigi, Haclilari Hacli bakis acisiyla incelemek ve Dogu-Bati kutuplasmasinin tarih ve siyas kökenlerini anlamak isteyenler icin essiz bir firsat sunuyor. Eser, 1. Hacli Seferi öncesindeki olaylar hakkinda verilen bilgilerle basliyor ve Hacin Bizans Imparatoru Heraklius tarafindan 7. yüzyilin baslarinda Sasanilerden geri alinisina kadarki eski dönemlere temas ediyor. Daha sonra Haclilarin doguda ele gecirdikleri topraklarin zenginliklerinin anlatimi ile devam eden kronik, vermis oldugu ayrintili bilgilerle yazildigi tarihler arasindaki olaylarin incelenmesinde tarihciler icin essiz bir kaynak olma özelligine sahip. Willermus, eserinde daha cok Hacli basarilarini anlatmakla beraber, kendi yasadigi dönemde Haclilarin cökmekte oldugunu fark etmistir. Cünkü bu dönemde Müslümanlar Kudüs Kralligi icin büyük bir tehlike teskil ediyorlar ve Hristiyanlar kendilerini emniyette hissetmiyorlardi. Willermus, Kudüsün ve diger Hacli topraklarinin Hristiyanlardan geri alinacagini adeta önceden sezmistir. Nitekim onun ölümünden kisa bir süre sonra Hattin Zaferine 1187 müteakip bunlar gerceklesmeye baslamistir. Kronikte, Selcuklularin kökenlerine dair bilgilerden, Ortadogunun o dönemki yerlesiklerine varincaya degin pek cok topluluk hakkinda bilgiler bulunmaktadir. Hacli Seferlerine dair birincil el kaynak konumundaki Willermusun kroniginin literatürümüzdeki önemli bir eksiligi tamamlayacagi kanaatindeyiz.