Patatesten bir tanri, cantadan bir arkadas, cocuk ellerinden bir silah, ayakkabi topuklarindan bir kalkan, agizdan bir kusur, rimel kutusundan bir es, kötü kalpli kurttan bir asik, kuyruktan bir ayip... Öyküleri cesitli dergilerde ve edebiyat platformlarinda yer alan, Gökten Yaganlar baslikli öyküsü The Poet House tarafindan slow book seklinde yayimlanan Didem Kazan Sol, kuytularin kadinlarini, esyalarini ve karabasanlarini anlatiyor Kusura Aynada. Kitabi olusturan on iki öyküde, nesnelerin cagrisim gücünü kullanarak, bugünün kabuslarini dünün hatiralari üzerine insa ediyor. Babamlar güclüymüs. Ellerinde silah gibi kullandiklari kalemleri varmis. Evet, o gazeteciydi ve gazetecilik bir zamanlar önemli bir meslekti. Simdilerde sadece bazi gazeteciler kiymetli. Kurallari aciklayanlar, övenler, hükümdarin agzindan cikanlari sorgulamayanlar... Sadece bunlar da degil üstelik; sac kesimini, kiyafetini, ayakkabisinin bagcigini, parmagindaki yüzükleri, esinin makyajini, her seyini öven gazeteciler kiymetli. Onlarin kalemleri silah degil, bir buket cicek. Rengarenk ama kokusuz. Hic solmayan yapay cicekler. Babamlarin kalemlerini tek seferde kirdilar. Meydan, eriyen cansiz ciceklere kaldi. Ne diyeyim, babam da silahinin kirildigi yerden cicek yesertseydi. Kendisi icin olmasa da bizim icin. Olmadi. Ne kalemini ne bizi ne de evimizi yesertti.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.