Günümüzde, ne yaz_k ki ekolojik hareketler ve politikalar, tabiat_n korunmas_ konusunda yetersiz kalmaktad_r. Çünkü çevre sorunlar_n_n temelinde insan ve onun yap_p ettikleri vard_r. Bu sorunun çözümü için, öncelikle insan_n kendisini bu evrenin hakimi degil bir parças_ olarak kabul etmesi gerekmektedir. Bu eser, küresellesmenin etkisiyle s_n_r tan_maz bir soruna dönüsen ve art_k neredeyse ihraç ve ithal edilir hale gelen çevre kirliligi ve ekolojik tahribat konular_n_n arka plan_n_, insanl_g_ sanayilesme sürecine kosut olarak saran manevi bosluk ve inançlardan kopma süreciyle ayd_nlatma ve anlamland_rma çabas_yla olusturulmustur. Yayg_n Dinler ve inanç sistemleri, as_rlar öncesinden gelistirdikleri argümanlarla kainata ve onun içindekilere kars_ olumlu yaklas_mlar_ sal_klamakta, giderek kronik bir hal alan ekolojik sorunlara kars_ insan_ sadece bir emanetçi olarak isaret etmektedirler. Kainat_n, Yarat_c_'n_n bir eseri olmas_ yönüyle sayg_ya deger olmas_ söyleminin vurguland_g_ bu eserde sadece çag_m_z_n degil gelecek nesillerin de basat problemi olan çevre sorunlar_n_n çözümü konusunda farkl_ bir bak_s aç_s_ sunulmaktad_r.