Medeniyetlerin kolektif ruhu vardir. Mekana, tarihe, kisilige, zamana ve yasam bicimine sinen bu kolektivite, o medeniyeti anlamamiza imkan verir. Sehirde, mekanda, tarihte ve kisilikte görünen bu kolektivite, aslinda okunacak bir kitap, yorumlanacak bir hikaye, terennüm edilecek bir beste veya iman edilecek bir Yüce yaraticiya, dogru yaklasanlarin anlayacagi bir sekilde kendinden olana adeta üfler. Bu yönüyle genelde Rumeli, özelde Üsküp, o sehri hayalinde yasatan Yahya Kemalin dilinde de cesitli imge, simge ve algilarla insanin bellegiyle gönlünde konumlanmis bir medeniyet temsilcidir. Yahya Kemalin Kaybolan Sehir siirinde Üsküp ki Sar Daginda devamiydi BursaninBir lale bahcesiydi dökülmüs kanin ifadesi; özlemi, mill benligi, kimligi ve Türk-Islam muhayyilesini sevgiyle, özlemle ve hayranlikla dile gelisinden baska bir sey degildir. Bu yönüyle Üsküp, medeniyetimizin kimligini ve kisiligini olusturan, tarih, millet, medeniyet, vatan, din duygularini gelistiren ve ileride yeni insalara da yansiyacak pek cok degeri barindiran güclü bir potansiyeldir. O Üsküp ki medeniyetimizin hezimetinin sarsintilarini en yakindan duyan serhat sehri, kahramanlik hikayelerimizin mekani, Imparatorlugumuzun feci yikilisini ve bir daha geri gelmeyecek olanin dogurdugu büyük ümitsizligi ancak sanli ve güzel eski günlerini hatirlamak suretiyle telafiye calisan kugunun son sarkisi kadar güzel bir sehir... Hic kuskusuz Üsküpte tarihi, edebiyati, dini, kültürü ve egitimi konusmak, aslinda medeniyetimizin kolektif ruhunu bir baska ifadeyle yitik hafizayi arama, yenileme, insa etme ve bulma gayretidir.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.