23,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Bu kitap, 68 yilindan bu güne, Mahir Cayanin, Deniz Gezmisin, Yusuf Aslanin, Hüseyin Inanin, Ulas Bardakcinin, Sinan Cemgilin cok yakin arkadasi olan bir devrimcinin Münir Ramazan Aktolganin, 40-50 yilli degerlendirdigi bir öz elestiri, yazarin kendi deyimiyle 68den günümüze, ideolojik, teorik bir arkeoloji calismasidir. Son elli yilin bir takim sorularina tutarli yanitlar vermektedir. Kitabin icinden bir alinti Bu dünyaya niye gelmisim ben biliyor musunuz Önünüzde linki duran su siteyi hazirlayarak onu yayinlayabilmek icin Oradaki calismalarin ortaya cikmasinda araci olabilmek icin..…mehr

Produktbeschreibung
Bu kitap, 68 yilindan bu güne, Mahir Cayanin, Deniz Gezmisin, Yusuf Aslanin, Hüseyin Inanin, Ulas Bardakcinin, Sinan Cemgilin cok yakin arkadasi olan bir devrimcinin Münir Ramazan Aktolganin, 40-50 yilli degerlendirdigi bir öz elestiri, yazarin kendi deyimiyle 68den günümüze, ideolojik, teorik bir arkeoloji calismasidir. Son elli yilin bir takim sorularina tutarli yanitlar vermektedir. Kitabin icinden bir alinti Bu dünyaya niye gelmisim ben biliyor musunuz Önünüzde linki duran su siteyi hazirlayarak onu yayinlayabilmek icin Oradaki calismalarin ortaya cikmasinda araci olabilmek icin.. httpwww.aktolga.de Bu görevi yerine getirmeye calisirken o büyük insanin -annem Muazzez Aktolganin- sözleri hala kulaklarimda idi Bana bak diyordu, biz bu mücadeleyi bosuna vermedik, sonuna kadar götüreceksin... Bütün yasadiklarini, buradan cikan sonuclari yazacaksin, yoksa gözüm acik giderim, hakkimi helal etmem.. Bak iste anacigim, sana verdigim sözü yerine getirdim... Ama sadece sana mi söz vermistim.. Hey Ulas, Necmettin -ve diger arkadaslar- sizlere sesleniyorum.. Bosuna ölüp gitmediniz.. Bakin, bayrak özünde yere düsmedi.. Baskalarini bilmem ama ben sizlere verdigim sözü de harfiyen yerine getirmeye calistim.. Ne idi bizim mücadelemizin özü, modern sinifsiz bir topluma ulasmak degil miydi.. Iste ben, sizden sonra da hep bu yolda yürüdüm... 21. Yüzyil kosullarinda kendimce bu büyük hedefin yolunu aydinlatmaya calistim... Hey Deniz, seni nasil unuturum; dinle bak, sana sesleniyorum.. Su gerillacilik konusunda seninle hicbir zaman anlasamadik. Sen bana pasifist derdin hep, ben de sana maceraci.. En cok neden kendime kizarim bazen biliyor musun, keske seni o Hüseyinlerle falan tanistigin eve hic götürmeseydim Ama, saka tabi, öyle olmasa baska türlü olacakti.. Sen, kendi mecrasinda akan bir su idin, mutlaka yolunu bulacaktin... Sana kizdigim zamanlar da oluyor tabi, ama özünde seni cok iyi anladigim icin sana da diyorum ki, hey Deniz ruhun sad olsun.. Ve, hey Mahir Bak, ne diyorum biliyor musun.. Yahu, biz Denizlere maceraci falan derken nasil oldu da girdik bu islerin icine.. Isci sinifi diyorduk biz, nerden cikmisti o gerillacilik öyle.. Ama bosver, senin yerin gene de baska. Sen gercek bir Marksist olmaya calistin her zaman. Kendi kendine sordugun soru hep su olmustu Neden Küba Devriminden sonra baska hicbir yerde devrim olmadi-olmuyor.. Hep bu soruyu soruyordun kendine... Ve sonra da bunun nedenlerini bulmaya calisiyordun. Söyler misin bana, o zaman kendine bu soruyu soran kac kisi vardi ortalikta.. Yani sen, kendine devrimci deyipte öyle yan gelip yatan biri olmadin hicbir zaman... Seni o öncü savasina, gerillaciliga götüren sürec de bu arastirici ruhun olmustu zaten. Yani öyle, duygusal bir Che, ya da Ho Si Minh hayranligi degildi senin cikis noktan. Sen, tikanan devrim yolunun acilmasi icin teorik bir cözüm ariyordun. Halkin devrimci öncülerinin vuracagi darbeler kitlelere, artik cok güclü hale geldigi düsünülen emperyalist zincirin aslinda hala eskiden oldugu gibi zayif halkalardan olustugunu gösterecekti. Görünüsteki suni dengenin aldatici oldugunu gösterecekti. Ve de, basta isci sinifi olmak üzere genis halk kitleleri bir süre sonra halkin devrimci öncülerinin arkasindan yola cikarak devrimi gerceklestireceklerdi... Biliyor musun Mahir, tabi sana kiziyorum da bazen Diyorum ki, ey Mahir, bak, hapisten kactiktan sonraki o bulusmamizda eger beni dinleseydin ve hep birlikte yurt disina cikabilseydik orada rahat rahat tartisabilirdik bütün bu sorunlari ve bu kadar insan da ölmezdi belki... Ama bosver bunlari artik, sen de inandigin yolda yürüdün sonuna kadar. Bak, senin begenmedigin ve partiden attigin o pasifist arkadasin seni hic unutmadi.. Hey Yusuf, Taylan, Hüseyin, Sinan ve digerleri.. Sizleri unutur muyum hic.. Hele seni Yusuf Aslan Ulas, sen ve ben ODTÜ Fizik Bölümünde ayni siniftaydik, yani sinif arkadasiydik biz, ve de sen o ilk zamanlarda bizim gibi solcu falan degildin... Vatansever bir delikanli idin. Sonra Ulasla ikimiz nasil da seni provoke etmistik o Amerikaya karsi mitinge katilman icin.. Madem ki sen de Amerikaya karsisin, hadi o zaman ispat et diye az mi sikistirmistik seni Ve sen de bizimle beraber gelmistin o mitinge, hatirladin mi -12 Kasim Mitingiydi saniyorum- Ve bu miting senin hayatinda bir dönüm noktasi olmustu... Orada cikan bir catismada seni alip götürmüslerdi de bir ay kadar da hapiste kalmistin... Sonra ciktin tabi, ama cikis o cikis... Hapisten cikan Yusuf Aslan sanki hapse giren Yusuf degildi artik, bambaska biri olmustun, bizleri bile artik yeteri kadar aktif bulmuyordun... Hey gidi günler hey.. Bak sana bir sey anlatayim Gecenlerde Facebookta rasladim, iyi niyetli genc bir insan senin mezarini ziyarete gidiyor ve orada kagitlara yazilmis bir sürü dualar falan görüyor Sasirmis.. Baska türlü aciklayamadigi icin de hemen demis ki, insanlari mezarda bile rahat birakmiyorlar.. Tabi, nereden bilecekti senin ailenin -özellikle de babanin- dindar insanlar oldugunu.. Hic unutmam, sen Filistine gittigin zaman bile baban okula gelip hep seni sorardi, o kadar cok severdi ki seni... Hatim indirip her gün dualar ettigini söylerdi... Hatta bir seferinde bir de muska vermisti Ulasa, seni görürse vermesi icin... Bunlar aklima gelince gözlerim doluyor... Ya sen Taylan.. O son gün, benden silah almak icin para istedigin gün hala gözümün önünde.. Bazan düsünürüm, hani yok deseydim ne olurdu diye.. Ne olacakti ki, o zaman da vicdan azabi cekerdim herhalde, yaninda silah olsaydi belki vurulmaz, kendini savunurdu diye.. Ve Hüseyin.. Hüseyin biliyor musun, ne zaman sen aklima gelsen hep o erikler cicek acinca sözünü hatirlarim.. Ne güzel bir sözdü o öyle, tam da senin kendine cok güvenen, az konusan ama sanki icinde patlamaya hazir bir bombayi barindiriyormus gibi gizemli olan durusuna uygun bir sözdü... Sonra aklima hep SFK daki o ilk dönem tartismalarimiz gelir. Hani sizlerin TIPli bizim de MDD ci oldugumuz zamanlar... Nasil olmustu da ta oralardan erikler cicek acincaya gelinmisti... Ve koca Sinan