Bölünmüs, parcalanmis, Islamin en kutsal üc beldesinden birisi olan Kudüsü Haclilara kaptirmis Müslümanlarin yeniden sahlanisa gectikleri isimdir Nureddin Zeng... Bir tarihci onu dört Rasid Halife ve Ömer b. Abdülazizden sonra en cok kendisinden etkilendigi kisi olarak tarif ederken hic de mübalaga etmemektedir. Ona övgüler düzen sadece tarihciler ve sairler degildir; halk arasinda da kendisinin kirk evliyadan birisi oldugu söyleniyor ve dilden dile kerametleri ve menkibeleri anlatiliyordu. Babasinin mirasindan devraldigi Halepe kisa sürede Urfa Hacli Kontlugu ve onun bakiyelerini eklemis, babasina ve Selcuklu meliklerine nasip olmayan Suriyeyi birlestirmek gibi zor bir görevi de yerine getirmisti. Ele gecirdigi ve Halep zindanina attigi pek cok Hacli soylusu yaninda Franklara yeri gelince gösterdigi merhamet ile de adini ölümsüzlestiren Nureddin, hakimiyet süresi icerisinde elli kadar kale ve sehri de Haclilardan almayi basarmisti. 1174 yilinda Dimaskta mütevazi bir odada hayata gözlerini yumdugunda geride birlestirilmis bir Suriye, Suriye ile bütünlesmis bir Misir, Antakya Hacli Prinkepsliginden ayrilmis bir Kilikya ve birbirlerinden ayri hareket etmeye baslayan Hacli devletcikleri birakmisti. Dahasi Kudüsü yeniden fethedecek Selahaddin Eyyb gibi bir lider birakmisti. O sadece muzaffer bir hükümdar degil, ayni zamanda islahatci bir sultan, ilmin ve adaletin hakim olmasi icin durmadan calisan bir kisi idi. Sadece Suriye ve Misira degil, Anadolu ve Azerbaycana da kismen hükmedebilen bu müstesna sahsiyet, Dogunun günesi, Islamin en aziz kahramani idi.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.