Arkeoloji arastirmalarim esnasinda, inanilirligi sorgulanmayan, evrensel seviyede bilimsel gözüken bircok keskin ifadenin aslinda oldukca sezgisel, romantik ve keyfi kanilara dayandigini gözlemledim. Batinin kültür tarihi ve arkeoloji disiplininde, özellikle 19. yüzyil ve 20. yüzyilin ilk yarisinda, sanki bir yapinin öyle olmasini istedigi icin, belirgin anlatim semalarinin hakikat kabul edildigini, bu epistemenin de terminolojisi modernize edilerek günümüze degin döngüsel bir sekilde tekrar edildigini hissettim. Hissettim dememin nedeni bu kadar uzun zamandir tekrar edilen kavramlarin artik akildan ziyade bilincdisinda aldiklari konumlardir. Ben bu tür sezgisel-keyfi anlatilara ki alt katmanlarinda kosmos adi verilmis düzenle ilgili sürekli söylem üretiyor veya sorun cözüyorlar Klasik Paradigma diyorum. Klasik Paradigma, özellikle MÖ sekizinci yüzyildan itibaren görünürlük kazanmis ve devamli olarak gelistirilmis bir sosyo-kültürel forma dayaniyor. Bu calismada temelde klasik paradigma dedigim seyin varolus düzlemine, söylemlerine ve izlerine Eski Yunan Dinsel Mimarisi üzerinden dokunmak istedim.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.