30,99 €
inkl. MwSt.
Versandkostenfrei*
Versandfertig in über 4 Wochen
payback
15 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

14 . yüzyilda Italyan ticaret kadirgalarinin Dogudan Avrupa pazarlarina tasidigi uluslararasi lüks mal ticareti, Italyan sanatini derinden etkiledi. Ithal sanat esyalarinin köken, tip ve üsluplari cok farkli olmasina ragmen Italyanlar, hayran olduklari bu yabanci nesnelerin cografi ve sanatsal kökenleri hakkinda yeterince bilgi sahibi degillerdi. Bu yüzden Islam ülkelerinden ve Asyadan Italya pazarina gelen bütün sanat objelerini Dogu isi diye adlandiriyorlardi. Dogu isi esyalarin ortak özelligi, tasinabilir büyüklükte olmasiydi; böylece ülkeye cok miktarda getirilebiliyor, her yere…mehr

Produktbeschreibung
14 . yüzyilda Italyan ticaret kadirgalarinin Dogudan Avrupa pazarlarina tasidigi uluslararasi lüks mal ticareti, Italyan sanatini derinden etkiledi. Ithal sanat esyalarinin köken, tip ve üsluplari cok farkli olmasina ragmen Italyanlar, hayran olduklari bu yabanci nesnelerin cografi ve sanatsal kökenleri hakkinda yeterince bilgi sahibi degillerdi. Bu yüzden Islam ülkelerinden ve Asyadan Italya pazarina gelen bütün sanat objelerini Dogu isi diye adlandiriyorlardi. Dogu isi esyalarin ortak özelligi, tasinabilir büyüklükte olmasiydi; böylece ülkeye cok miktarda getirilebiliyor, her yere yayiliyordu. Bunun yani sira Müslümanlikta insan ve hayvan figürü yapmak yasak oldugundan, Dogu isi objelerde yaygin olan icki icme, calgi calma, ata binme ya da avlanma gibi soylu zevklerle mesgul insan figürleri, Avrupadaki feodal soylularin da zevklerine hitap ediyordu. Avrupali seckinlerin 14. ve 15. yüzyillarda artan zenginligi, lüks ithal mallara muazzam bir talep yaratti. Bu yasananlar ayni zamanda ithal mallarla rekabet edebilecek yerel üretimin gelisimini de tesvik etti. 15. yüzyil boyunca Dogu isi lüks mallarin taklidi, Italyan el sanatlarinda hizli bir gelisime yol acti. 1600lerde uluslararasi lüks mal tasimaciligindaki rolü giderek azalan Italya, bu defa lüks mallarin üreticisi haline geldi. Italyan zanaatkarlar zamanla üretim kalitesi ve maliyetinde, daha önce ilham aldiklari Dogulu zanaatkarlari gecmeye basladilar. Böylece mallar ters yöne, Batidan Doguya dogru akmaya basladi. Dogu-Bati ticareti, seyahatleri ve sinai rekabeti, Akdenizdeki kozmopolit zevk anlayisinin ve sanatsal alisverisin artisinda önemli bir rol oynadi. Ülkesine davet ettigi Italyan ressamlara portrelerini ve madalyonlarini yaptiran Fatih Sultan Mehmedin ölümünden sonra halefleri, imparatorluk imajini yaratmak icin zaman zaman Italyan sanatcilari Istanbula davet ettiler. II. Bayezid, 1506 yilinda Halice bir köprü insa etmesi icin Michelangeloyu Istanbula davet etti. Bunun yani sira Leonardo da Vinciden destek almaya calisti. Dogudan Akdeniz ticaretiyle gelen lüks tüketim mallarinin Bati sanati üzerinde yarattigi etkiyi keyifli ve merak uyandirici bir sekilde anlatan Rosamond E. Mack, ticareti dönemin hakim gücü olarak degerlendirmekte, süsleme sanatlarini da bu gücün temel taslari olarak görmektedir. Maddi kültürle ilgili bu bütünlüklü ve üretken yaklasim, zevk sahibi bir topluluk kavraminin sinirlari asarak nasil bir kozmopolit anlayisa ve zevke dönüstügünü kanitlamaktadir. Doktorasini Harvard Üniversitesinde Rönesans sanati üzerine yapan yazar, Italyan Rönesansi gibi Avrupa kültürel egilimlerini daha genis bir dünya icinde resmederek bircok önemli konuya kapi aralamaktadir. Degisen ticaret yollari, ticari uygulamalar ve diplomatik tesebbüsler gibi Avrupa ve Dogu arasindaki iliskilere kisa ve özlü bir genel bakis sunan Rosamond E. Mack, lüks ticari mallara ve esyalara göre basliklara ayirdigi kitabinda büyük aktarimlari kronolojik sirayla ele almakta; desenli ipeklerle basladigi ticaret ve sanat macerasini Italyan resimleri, halilar, seramik, cam, cilt ve lake, kakma pirinc esyalar ve resim sanatlarindaki dogu unsurlari üzerinden sürdürmekte, böylece zengin ve kapsamli bir sentez sunmaktadir.14 . yüzyilda Italyan ticaret kadirgalarinin Dogudan Avrupa pazarlarina tasidigi uluslararasi lüks mal ticareti, Italyan sanatini derinden etkiledi. Ithal sanat esyalarinin köken, tip ve üsluplari cok farkli olmasina ragmen Italyanlar, hayran olduklari bu yabanci nesnelerin cografi ve sanatsal kökenleri hakkinda yeterince bilgi sahibi degillerdi. Bu yüzden Islam ülkelerinden ve Asyadan Italya pazarina gelen bütün sanat objelerini Dogu isi diye adlandiriyorlardi. Dogu isi esyalarin ortak özelligi, tasinabilir büyüklükte olmasiydi; böylece ülkeye cok miktarda getirilebiliyor, her yere yayiliyordu. Bunun yani sira Müslümanlikta insan ve hayvan figürü yapmak yasak oldugundan, Dogu isi objelerde yaygin olan icki icme, calgi calma, ata binme ya da avlanma gibi soylu zevklerle mesgul insan figürleri, Avrupadaki feodal soylularin da zevklerine hitap ediyordu. Avrupali seckinlerin 14. ve 15. yüzyillarda artan zenginligi, lüks ithal mallara muazzam bir talep yaratti. Bu yasananlar ayni zamanda ithal mallarla rekabet edebilecek yerel üretimin gelisimini de tesvik etti. 15. yüzyil boyunca Dogu isi lüks mallarin taklidi, Italyan el sanatlarinda hizli bir gelisime yol acti. 1600lerde uluslararasi lüks mal tasimaciligindaki rolü giderek azalan Italya, bu defa lüks mallarin üreticisi haline geldi. Italyan zanaatkarlar zamanla üretim kalitesi ve maliyetinde, daha önce ilham aldiklari Dogulu zanaatkarlari gecmeye basladilar. Böylece mallar ters yöne, Batidan Doguya dogru akmaya basladi. Dogu-Bati ticareti, seyahatleri ve sinai rekabeti, Akdenizdeki kozmopolit zevk anlayisinin ve sanatsal alisverisin artisinda önemli bir rol oynadi. Ülkesine davet ettigi Italyan ressamlara portrelerini ve madalyonlarini yaptiran Fatih Sultan Mehmedin ölümünden sonra halefleri, imparatorluk imajini yaratmak icin zaman zaman Italyan sanatcilari Istanbula davet ettiler. II. Bayezid, 1506 yilinda Halice bir köprü insa etmesi icin Michelangeloyu Istanbula davet etti. Bunun yani sira Leonardo da Vinciden destek almaya calisti. Dogudan Akdeniz ticaretiyle gelen lüks tüketim mallarinin Bati sanati üzerinde yarattigi etkiyi keyifli ve merak uyandirici bir sekilde anlatan Rosamond E. Mack, ticareti dönemin hakim gücü olarak degerlendirmekte, süsleme sanatlarini da bu gücün temel taslari olarak görmektedir. Maddi kültürle ilgili bu bütünlüklü ve üretken yaklasim, zevk sahibi bir topluluk kavraminin sinirlari asarak nasil bir kozmopolit anlayisa ve zevke dönüstügünü kanitlamaktadir. Doktorasini Harvard Üniversitesinde Rönesans sanati üzerine yapan yazar, Italyan Rönesansi gibi Avrupa kültürel egilimlerini daha genis bir dünya icinde resmederek bircok önemli konuya kapi aralamaktadir. Degisen ticaret yollari, ticari uygulamalar ve diplomatik tesebbüsler gibi Avrupa ve Dogu arasindaki iliskilere kisa ve özlü bir genel bakis sunan Rosamond E. Mack, lüks ticari mallara ve esyalara göre basliklara ayirdigi kitabinda büyük aktarimlari kronolojik sirayla ele almakta; desenli ipeklerle basladigi ticaret ve sanat macerasini Italyan resimleri, halilar, seramik, cam, cilt ve lake, kakma pirinc esyalar ve resim sanatlarindaki dogu unsurlari üzerinden sürdürmekte, böylece zengin ve kapsamli bir sentez sunmaktadir.