11,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Süleyman Velioglu ve Kazim Dagyolu, 1957de Istanbul Üniversitesi Psikiyatri Klinigi bünyesinde kurduklari Psikopatolojik Sanat Laboratuvarinda hastalarla yaptiklari calismalarin ürünlerini 1960lardan itibaren kamuyla paylasmaya basladilar. 1960 ile 1962 arasinda kurumdaki hastalarin ürünlerinin teshis ve tedavi amaciyla nasil kullanildigini anlatan ve sanatin psikopatolojiyle iliskisini o dönemin bütün teorik birikimini de seferber ederek analiz eden üc kitap yayimladilar. Ayrica hastalarin eserlerinden olusan, önce Istanbulda sonra da Ankarada acilan iki sergi 350 binden fazla kisi tarafindan…mehr

Produktbeschreibung
Süleyman Velioglu ve Kazim Dagyolu, 1957de Istanbul Üniversitesi Psikiyatri Klinigi bünyesinde kurduklari Psikopatolojik Sanat Laboratuvarinda hastalarla yaptiklari calismalarin ürünlerini 1960lardan itibaren kamuyla paylasmaya basladilar. 1960 ile 1962 arasinda kurumdaki hastalarin ürünlerinin teshis ve tedavi amaciyla nasil kullanildigini anlatan ve sanatin psikopatolojiyle iliskisini o dönemin bütün teorik birikimini de seferber ederek analiz eden üc kitap yayimladilar. Ayrica hastalarin eserlerinden olusan, önce Istanbulda sonra da Ankarada acilan iki sergi 350 binden fazla kisi tarafindan ziyaret edildi. 1962de yayimlanan Bir Sizofren Hastanin Sanat Ürünlerinde tek bir hastanin ürünleri yer aliyor 35 yasinda erkek. Beden yapisi astenik, bakislari canli, giyimi itinasiz. Nazik, bazen teatral jestlerle konusuyor, diye tanimlanan ve entelektüel, aristokrat, pedersahi, mistik ve müreffeh bir aile cevresinden gelen bu hastanin kitapta genis yer verilen resimleri, siirleri, bir piyesi, fikralari ve bir bestesi etrafinda psikopatolojik sanatin nitelikleri ayrintili olarak tartisiliyor. Bu öncü niteligindeki kitaba ayrica kendisi de cok basarili bir ressam olan Velioglunun akil hastalariyla sanatcilarin eserleri arasindaki benzerlik ve ayrimlarin mantigini daha sistematik olarak analiz eden Akil Hastasi ve Sanatci 1978 adli eserinden ayni baslikli bölüm de eklendi. Bu yazida ilk kitaptaki hasta ile bir baska hastanin eserleri, bir asamada kendilerini özdeslestirdikleri Van Goghun eserleriyle kiyaslanarak tartisiliyor. Saffet Murat Tura kitaba yazdigi sunusta nöroloji ve nöropsikiyatri alanindaki yeni calismalardan yola cikarak sanat ve akil hastaligi iliskisi konusunda kendi görüsünü aktariyor, Velioglu düsüncesinin beslendigi düsünür ve düsünce akimlarini tartisiyor ve Veliogluyla aralarindaki hoca-ögrenci iliskisinin sicakligini ve sahiciligini biz okurlarin da hissetmesini sagliyor.